
Esas No: 2017/3109
Karar No: 2017/8647
Karar Tarihi: 20.03.2017
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2017/3109 Esas 2017/8647 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı idare vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışındaki temyiz itirazları bozma ile kesinleşen yönlere ilişkindir. Ancak;
1)Tapu maliklerinden ... kızı ... ile davalılardan ... kızı ...’ın aynı kişi olup olmadığı anlaşılamadığından bu husustaki bilgi ve belgeler (nüfus kaydı, tapuda isim düzeltme kararı vb. taraflardan istenip) gerekiyorsa tapu kaydı düzeltildikten sonra karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması,
2)Bozma öncesi raporda dava konusu taşınmazda kurulacak irtifak hakkı sebebiyle % 1 değer düşüklüğü oranı belirlendiği ve davalıların temyiz talebinde bulunmadıkları, dolayısı ile bozma kararının davacı idare yönünden usuli müktesep hak niteliğinde olduğu gözetilmeden, bozma sonrası düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, değer düşüklüğü oranının % 1,43 olarak belirlenmek suretiyle fazla bedele hükmedilmesi,
3)Bozma öncesi mahkemece faize hükmedilmediği ve davalıların temyiz talebinde bulunmamaları sebebiyle bozma kararında bu hususa değinilmediği halde, davacı idare lehine usuli müktesep hak oluştuğu dikkate alınmadan bozmadan sonra davalılar lehine faize hükmedilmesi,
4)Mahkemece verilen ilk hüküm bozma kararı ile ortadan kalktığı halde, bozma sonrası verilen kararda tesis ve tescil hükmü kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
5)Dava tarihi (29.05.2012) olduğu halde, gerekçeli karar başlığına (06.11.2014) olarak yazılması,
6)Davacı idare kendisini vekil ile temsil ettirdiği halde lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 20/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.