11. Hukuk Dairesi 2017/3498 E. , 2019/2939 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR
HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ...(Kapatılan) 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi"nce verilen 02/11/2015 gün ve 2014/210 - 2015/97 sayılı kararı bozan Daire"nin 05/06/2017 gün ve 2016/309 - 2017/3399 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "Nara" ibaresini taşıyan markalarını uzun senelerdir kullandığını, davalının "Nara" ibareli 2011/99191 ve 2011/99194 sayılı markaları kötüniyetle tescil ettirdiğini, tüketicilerin müvekkilinin markaları ile davalı markalarını karıştıracağını, davalının ticaret unvanında yer alan "Nara" ibaresinin de müvekkili markaları ile iltibasa sebebiyet verdiğini ileri sürerek davalı adına tescilli markaların hükümsüzlüğünü, davalının ticaret unvanında bulunan "Nara" ibaresinin sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı adına tescilli 2011/99161 tescil nolu "Nara" aksesuar markasının tescilli bulunduğu 14. sınıfta "kuyumculuk eşyaları" taklitleri dahil altınlar, mücevherler ve bunlardan mamül takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri ve saat kordonları" malları yönünden hükümsüzlüğüne, davalının ticaret unvanında yer alan "Nara " ibaresinin sicilden terkinine dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine karar vekalet ücreti yönünden bozulmuştur.
Davalı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Dava, marka hükümsüzlüğü ve ticaret unvanının terkini istemlerine ilişkindir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nın 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK"nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.
Somut olayda, davalı adına tescilli 2011/99161 sayılı marka 14. sınıfta “Kuyumculuk eşyaları ( taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri ve heykeller, biblolar. Saatler ve zaman ölçme cihazları,(kronometreler, metronomlar ve parçaları, saat kordonları dahil).” emtialarını kapsamaktadır. Mahkeme kararının gerekçe bölümünde; “davalı adına tescilli 2011/99161 tescil nolu "Nara" aksesuar markasının tescilli bulunduğu 14. sınıfta kuyumculuk eşyaları taklitleri dahil, altınlar, mücevherler ve bunlardan mamül takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri ve saat kordonları malları yönünden hükümsüzlüğüne karar verildiği” belirtildiği halde hüküm fıkrasında “Davalı adına tescilli 2011/99161 tescil nolu "Nara aksesuar" markanın 14. sınıfta "kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil altınlar, mücevherler, kıymetlı taşlar ve bunlardan mamül takılar, kol düğmeleri, kravat iğneleri" ve "saat ve saat türünden emtialar" yönünden hükümsüzlüğüne,” şeklinde hüküm kurulmak suretiyle kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşmasına yol açılmış olmakla Dairemizin 23.05.2017 tarih, 2016/309 Esas- 2017/3399 Karar sayılı ilamının kaldırılarak mahkeme kararının açıklanan gerekçe ile re"sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin karar düzeltme istemlerinin incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, Dairemizin 23.05.2017 tarih, 2016/309 Esas- 2017/3399 Karar sayılı ilamının kaldırılarak kararın re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme istemlerinin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 15/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.