17. Ceza Dairesi 2017/6243 E. , 2019/1035 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümler ile sanıklar ... ve ... hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesi neticesinde;
Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Hüküm tarihine kadar yapılan yargılama gideri toplamı, 5271 sayılı CMK"nun 324/4. maddesine atıfta bulunan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutar olan 20,00 TL"den az olduğu halde yargılama giderinin sanıklardan tahsiline karar verilmiş ise de, hüküm kesinleşinceye kadar yapılacak yargılama giderlerinin de toplam yargılama gideri kapsamında olması nedeniyle hükmün kesinleştiği tarihte sanıklardan tahsili gereken yargılama giderinin yukarıda açıklanan terkin miktarından az olması halinde Devlet hazinesi üzerinde bırakılmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanıklar ..., ... ve ... müdafiinin temyiz nedeni yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
B-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesi neticesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanıkların atılı eylemi katılanın iş yerine ait haksız yere ele geçirdikleri anahtar ile işlemeleri karşısında; eylemlerinin TCK’nun 142/2-d maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden aynı Yasa"nın 142/1-b maddesinden hüküm kurulması,
2-Sanıkların kendi iş yerlerine gelen polislere eylemi ikrar ederek işyerinde bulunan malzemeler dışında ayrı bir depoda bulundurdukları diğer bir kısım malzemelerin yerini söyleyerek katılana iadesini sağladıklarının anlaşılması karşısında katılandan sanıklar hakkında kısmi iade nedeniyle ceza indirimine muvafakatinin olup olmadığı sorulduktan sonra TCK’nun 168/1-4 maddesinin uygulanma olanağının tartışılmaması,
3-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ... müdafiinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 05.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.