MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.01.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki teferruat belirtmesinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, ... 21.İcra Müdürlüğünün 2009/3099 - 3100 ve 3101 sayılı takip dosyalarında haczettikleri menkullerin haczi sonuçsuz bırakmak amacıyla 1104 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına teferruat olarak kaydedildiğini ileri sürerek teferruat kaydının terkinini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuş, mahkemece dava konusu menkullerin geçici bir süre için asıl şeyden ayrıldığı, teferruat niteliğini kaybetmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir.Dava, tapu kütüğündeki teferruat kaydının terkini istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanununun 686/2 maddesine göre eklenti (teferruat) "asıl şey malikinin anlaşılabilen arzusuna veya yerel adetlere göre, işletilmesi, korunması veya yarar sağlaması için asıl şeye sürekli olarak özgülenen ve kullanımda birleştirme, takma veya başka bir biçimde asıl şeye bağlı kılınan taşınır maldır" şeklinde tanımlanmıştır.
Daima taşınır bir eşya olan eklentinin, bütünleyici parçada olduğu gibi asıl şeyle arasında sıkı bir bağlantı gerekmese de dıştan üçüncü kişilerce görülebilen bir bağlantısı daima vardır. Eklenti asıl şeyin iktisadi işlevini daha iyi şekilde görmesine hizmet eder.
Diğer yandan, bir şeyin eklenti sayılabilmesi için malikin bu yolda açık bir iradesinin bulunması gerekir. Malik bu yöndeki iradesini tapunun beyanlar hanesine açıklayarak gösterebilir. (TMK. m.862) Beyanlar hanesinde gösterilen eklenti taşınmazın teminat yükünün kapsamında sayılır. Bunun aksini iddia eden kişi bu taşınırın objektif şartlara göre eklenti niteliğini taşımadığını ispat ederek, karineyi çürütebilir. Tapu kütüğünün beyanlar hanesinde eklenti kaydı yok ise taşınırın eklenti niteliğinde olduğunu iddia eden kişi bunu ispatla yükümlüdür.
Somut olayda; davacı haczettikleri menkullerin haciz tarihinden sonra eklenti olarak dava konusu taşınmazın tapu kaydının beyanlar sütununa yazıldığını, bunun kötüniyetli ve kendi alacaklarının tahsilini engellemek amacını taşıdığını, menkullerin teferruat niteliğinin olmadığını ileri sürmektedir.
Davacının alacağını tahsil etmek için haczettirdiği menkullerin bu niteliğinin bulunmadığını ileri sürerek tapu kütüğünün beyanlar hanesindeki kaydın terkinini istemekte hukuki yararı da vardır. Bu durumda mahkemece haczedilen menkuller ile bunlardan teferruat olarak yazılanların tespit edilmesi ve bunların yukarıda açıklanan Türk Medeni Kanununun 686. maddesinde tanımlanan eklenti niteliğindeki taşınırlar olup olmadığının bilirkişi incelemesi de yaptırılarak saptanması gerekirken menkullerin niteliği üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 30.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.