20. Hukuk Dairesi 2017/5249 E. , 2018/498 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişiler ve davalı Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, çekişmeli ...mahallesinde bulunan 117 ada 1 sayılı parsel 31.789,42 m² yüzölçümü ve ham toprak niteliğinde Hazine adına tespit edilmiş, tapuya kaydedilmiştir.
Davacı gerçek kişiler vekili 02/05/2013 havale tarihli dava dilekçesiyle davacılardan ... tarafından 2010/476 Esas sayılı dosya üzerinden tapu iptali ve tescil davası açılmış olduğunu, bu dava sonucunda davanın usûlden reddedildiğini, taşınmazın davacılara muris ... tarafından kaldığını, müvekkillerinin zilyetliklerinin aralıksız sürdüğünü, bu zilyetlikle ilgili olarak müvekkillerle herhangi bir gerçek kişi ya da tüzel kişi arasında çekişme çıkmamış bulunduğunu ve bu konuyla ilgili dava açılmadığını, bu nedenlerle müvekkilleri için olağanüstü zamanaşımına dayalı taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu ileri sürerek tapunun iptali ile davacılar adına tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne - kısmen reddine, dava konusu taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümü için davanın reddine, (B) ve (C) harfleri ile gösterilen alanlarının tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler vekili tarafından (A) harfi ile gösterilen bölüm, davalı Hazine tarafından ise (B) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümler yönünden temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesine göre on yıllık hak düşürücü süre içinde açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 13/11/2008 - 15/12/2008 tarihleri arasında ilân edilen arazi kadastrosu vardır.
İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, bu yolla saptanan dava niteliği dikkate alındığında, mahkemece yapılan araştırma, soruşturma hüküm vermeye yeterli değildir. Keza 02/12/2013 tarihli ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın (B) harfi ile gösterilen kısmında uzun zamandır meyvecilik ve bağcılık şeklinde tarımsal faaliyette bulunulduğu, (A) ve (C) harfleri ile gösterilen kısmında uzun zamandır tarımsal faaliyette bulunulduğu belirtilmiş, (B) harfli kısım üzerinde bulunduğu belirtilen ve raporda yazılı meyve ağaçlarının sayı ve yaş itibariyle ayrıntılı değerlendirilmesi yapılmadığı gibi, “uzun zaman” şeklinde soyut bir zaman belirlemesi yapılarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle kazanım için kadastro tespit tarihi olan 2008 yılından önce ne kadar zaman zilyetliğe konu edildiği bilimsel verilerle açıklanmamış, bunların yanında, 03/12/2013 tarihli ve 09/07/2014 tarihli orman bilirkişi raporları ekinde taşınmazların incelendiği ve uygulandığı belirtilen hava fotoğraflarında taşınmaz gösterilmemiş, yine bu raporlarda (C) ve (B) harfleri ile gösterilen kısımların 1958 tarihli memleket haritasında sarı renkli orman olmayan alanda kaldığı, (A) harfli kısmın yeşil renkli orman olan alanda kaldığı belirtilmiş ise de rapor ekindeki memleket haritası ile irtibatlı krokide ise (A) ve (B) harfli alanların tamamı ile (C) harfli alanların büyük kısmının yeşil renkli alanda kaldığı gözlemlenmiş, keza memleket
haritasındaki işaretler orman bilirkişi tarafından açıklanmamış olmasına karşın dairemizce yapılan incelemede memleket haritasında yapraklı orman ağacı işareti ile bağ işaretlerinin bulunduğu tesbit edilmiş ve orman bilirkişi raporu ile ziraat bilirkişi raporu hükme dayanak yapılacak nitelikte görülmemiştir.
Bu nedenle, mahkemece yöntemine uygun şekilde orman araştırması ve zilyetlik araştırması yapılmalıdır. Bu bağlamda öncelikle, yöreye ait ve mahkemede bulunduğu anlaşılan en eski hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan üretilen memleket haritaları ve kadastro tespit tarihinden 20 yıl öncesine en yakın tarihli hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan üretilen memleket haritaları; yeniden yapılacak keşifte; ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi veya fen elemanı ile bir orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası ölçekleri birbirlerine eşitlenerek kadastro paftası ile memleket haritaları ve hava fotoğrafları, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde çakıştırılıp birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumunu, hava fotoğrafları ve memleket haritalarındaki görünümünün ve bitki örtüsünün ne olduğunu(varsa üzerindeki ağaçların cinsi, sayısı, kapalılık oranı) ve kadastro tespit tarihinden 20 yıl öncesinde kullanım olup olmadığını ve sonrasındaki kullanım durumunu açıklayacakları, bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir ve topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak ve arazide de klizimetre ile ölçüm yaparak taşınmazın gerçek eğim durumunu belirleyecekleri rapor alınmalı, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlayıp tamamlandığı, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, keşif sırasında taşınmazın çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak ve taşınmaz fotoğraf üzerinde gösterilerek dava dosyası içine konulmalı, yukarıda açıklanan yönteme göre yapılacak araştırma sonunda, parselin orman olmadığı ve zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu araştırılmalı, dava konusu taşınmazın üzerinde sürdürüldüğü ileri sürülen zilyetliğin türü, sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda bilirkişi kurulundan hükme dayanak yapılacak uygun rapor alınmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Kabule göre de taşınmazın (B) ve (C) harfleri ile gösterilen alanlarının tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiş ise de hükmün infaza elverişli olması ve düzenli sicil oluşturulması gerektiğinden, karar yerinde bu kısımların nitelikleri ve yüzölçümlerinin belirtilmemiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişi ile davalı Hazinenin temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/01/2018 günü oy birliği ile karar verildi.