14. Hukuk Dairesi 2018/5737 E. , 2019/3638 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.01.2013 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, yıkım talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, kişisel hakka dayalı elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, ... ile müvekkili arasında düzenlenen “... Satış Sözleşmesi” ile müvekkilinin 578 ada 2 parsel sayılı taşınmazı satın aldığını, müvekkilinin, bu taşınmazı malik gibi kullanabileceğine dair ...’nin muvafakatname verdiğini, davalının kendi taşınmazına yaptığı inşaatı müvekkilinin hak sahibi olduğu taşınmaza taşırmak suretiyle tecavüzde bulunduğunu ileri sürerek haksız elatmanın önlenmesini, inşaatın taşkın kısmının yıkılmsını talep ve dava etmiştir.
Davalı, 578 ada 3 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazına 1980’lerde inşa etmiş olduğu apartmanında oturduğunu, muhitte yer alan parsellerde yapılan değişiklikler ve imar uygulamaları nedeniyle binasının tecavüzlü duruma düşürüldüğünü, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 578 ada 2 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin krokili raporunda “2A” olarak gösterilen 71,57 m2’lik kısma davalının elatmasının önlenmesine, 57.027,00TL olan binanın kaim bedelinin davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
TMK"nin 693/3 maddesinde ve 21.06.1944 gün 13/24 sayılı İ.B.K"da düzenlendiği üzere paylı mülkiyette paydaşlardan her biri, bölünemeyen ortak menfaatlerin korunmasını diğer paydaşları temsilen sağlayabilir.
Öte yandan, yıkım istekli davalarda yıkılması istenen ve mütemmim cüz niteliği taşıyan binanın yer aldığı taşınmaz malikleri arasında mecburi dava arkadaşlığı söz konusu olduğundan tümünün davada yer almasında zorunluluk vardır. Aksi halde malikleri bakımından bölünme olanağı olmayan yıkım isteğinin yerine getirilmesine yasal olanak yoktur.
Somut olaya gelince, imar uygulaması öncesi kadastral 219 sayılı parselde davalı ile ... Genel Müdürlüğünün paydaş olduğu, davalıya ait dava konusu binanın imar uygulaması sonucu oluşan 578 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bırakıldığı, yani 3 parsel sayılı taşınmazdaki binanın 2 parsel sayılı taşınamaza tecavüzlü olacak şekilde imar uygulaması yapıldığı, 2 parsel sayılı taşınmazın dava dışı ...’ye; 3 parsel sayılı taşınmazın davalıya ait olduğu anlaşılmıştır.
Davacı her ne kadar ... ile aralarındaki satış sözleşmesi ile ...’den aldığı yetkiye dayanarak dava açtığını bildirmiş ise de yıkım istekli işbu davada kayıt malikinin taraf olması gerektiğinden, davalının binasının taşan kısmının bulunduğu 578 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıt maliki dava dışı ...’nin davada yer almasının sağlanması, ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek eksik taraf teşkiliyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.