10. Hukuk Dairesi 2015/13102 E. , 2015/18059 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, davacının davalı işveren yanındaki çalışmalarında itibari hizmet süresi / fiili hizmet süresi zammı uygulanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıda belirtilen temyiz itirazları dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, 01.01.1995 – 30.06.2012 tarihleri arasında davalı işverenin egsoz imalatı işyerinde geçen çalışmalarında itibari hizmet süresi ve fiili hizmet süresi zammı uygulanması gerektiğinin tespitini istemiş, Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının işe başladığı tarihten Anayasa Mahkemesinin iptal kararının yürürlüğe girdiği 27.03.2007 tarihine kadar yaptığı iş anlamında itibari hizmet süresinden yararlanmasının mümkün bulunmadığı, 27.03.2007 – 30.09.2008 tarihleri arası dönem yönünden Kurum tarafından davacının itibari hizmet süresinden faydalandırıldığı, 01.10.2008 tarihinden sonraki çalışmalarına ilişkin dönem yönünden ise 5510 sayılı Kanunun 40. Maddesinde düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
506 sayılı Kanunun ek 5. maddesinde, anılan Kanuna göre sigortalı sayılanların, aşağıda sayılan görevlerde geçen sigortalılık sürelerine, bu sürelerin her tam yılı için hizalarında gösterilen sürelerin sigortalılık süresi olarak ekleneceği belirtildikten sonra, maddenin (IV) numaralı bendinde “Sigortalılar” başlığı altında “Azotlu gübre ve şeker sanayiinde, fabrika, atölye, havuz ve depolarda, trafo binalarında çalışanlar” sözcüklerine yer verilmiş, bu bende ilişkin “Hizmetin Geçtiği Yer” başlıklı kısımda ise “1.) Çelik, demir ve tunç döküm, 2.) Zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü ve patlayıcı gaz, asit, boya işleriyle gaz maskesi ile çalışmayı gerektiren işlerde, 3.) Patlayıcı maddeler yapılmasında, 4.) Kaynak işlerinde çalışanlarda.”
sıralaması yapılmıştır. Anlaşılacağı üzere, itibari hizmet süresi hak ve olanağından yararlanmak için, maddede yazılı fiziksel koşullarla birlikte iş kolu ve iş yeri şartlarının da gerçekleşmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
İtibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektiren olgunun sanayi kolları farklı olsa da belli, ağır, riskli ve sağlığa zararlı işlerin yapılması olduğu, bu nitelikte işleri yapan kişilerin aynı durumda olmadıklarının ileri sürülemeyeceği ve aynı hukuksal durumda bulunanların farklı kurallara tabi tutulmasının Anayasa’nın eşitlik ilkesine yer veren 10. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle, anılan bentte yer alan “Azotlu gübre ve şeker sanayii” ibaresi, 27.03.2007 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 04.10.2006 gün ve 2002/157 Esas - 2006/97 Karar sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmiş olup, Anayasa’nın 153. maddesinin beşinci fıkrası gereğince Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümeyeceği ilkesi gözetildiğinde, azotlu gübre ve şeker sanayiinde çalışmayanların, iptal kararının yürürlük tarihinden önceki dönem yönünden söz konusu ek 5. madde hükmünden yararlanamayacakları açıktır ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.03.2012 gün ve 2012/21-6 Esas, 2012/222 Karar sayılı ilamında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir. Bu durumda olan (azotlu gübre ve şeker sanayiinde çalışmayan) sigortalıların 27.03.2007 tarihinden itibaren gerçekleşen hizmetleri yönünden itibari hizmet süresinden faydalanabilmeleri ise, ancak, maddede yazılı tüm koşulların birlikte gerçekleşmesine bağlıdır.
Mahkemenin, 27.03.2007 tarihinden önceki çalışmalar yönünden red gerekçesi isabetlidir. Ancak dosya kapsamından, davacının, 27.03.2007-30.09.2008 tarihleri arasında itibari hizmet uygulamasından, 2007/8 ayında faydalandırılmadığı gibi, anılan aydaki 30 günlük normal bildirimin iptal edildiği, 2007/9. ayında ise 20 günlük normal bildirimin bulunduğu 10 günlük ise itibari hizmet uygulamasına ilişkin bildirim bulunduğu, 2008/4-5 aylarında ise itibari hizmet uygulamasına tabi hiç bildirim bulunmadığı, davacı vekilinin, bilirkişi raporuna itiraz konulu 02.12.2014 havale tarihli dilekçesinde, davacının ücret bordrolarında kesintisiz çalışmalarının bulunmasına rağmen hizmet sürelerinin bazı aylarda eksik bazı aylarda hiç bildirimde bulunmadığından, bu davada bildirilmeyen ve eksik bildirilen sürelerin tespitinin yapılmasında hukuki yarar bulunduğunun beyan edildiği, mahkemece, davacı vekilinin 2007/8-9 ayları ile 2008/4-5 aylarına ilişkin beyanları değerlendirilip, irdelenmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının davacıya iadesine, 28.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.