1. Ceza Dairesi 2017/3396 E. , 2019/5158 K.
"İçtihat Metni"(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 314/2, 62/1 ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 20/03/2007 tarihli ve 2006/230 esas, 2007/93 sayılı kararını müteakip, adı geçen hükümlünün yasaklanmış haklarının iadesine ilişkin talebi üzerine, anılan Kanunun 53. maddesi uyarınca hükmedilen hak yoksunluklarının hapis cezasının infaz edilmesiyle kendiliğinden ortadan kalktığına dair Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/01/2017 tarihli ve 2017/21 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesince hükümlünün talebi üzerine, anılan Kanun"un 53. maddesi uyarınca hükmedilen hak yoksunluklarının hapis cezasının infaz edilmesiyle kendiliğinden ortadan kalktığına karar verilmiş ise de, yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin karara dayanak teşkil eden 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu 13/A maddesinde yer alan ""5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,
a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir."" şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, memnu hakların iadesi kararı verilebilmesi için infazın tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık sürenin geçmiş olmasının gerektiği, somut olayda hükümlünün anılan mahkumiyet hükmünden dolayı bihakkın tahliye tarihinin ise 24/08/2016 olduğu, cezanın infazının yine 24/08/2016 tarihinde yerine getirildiği anlaşılmakla,yasaklanmış hakların geri verilmesi için cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren 3 yıllık süresinin geçmesi gerektiği hâlde henüz yasal sürenin dolmadığı nazara alınmadan, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 17/11/2017 gün ve 94660652-105-21-9576-2017-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur. Müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
765 sayılı mülga Türk Ceza Kanununun 121-124. maddeleri ile 1412 sayılı mülga Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 416-420. maddelerinde düzenlenen "yasaklanmış hakların geri verilmesi" kurumuna ilişkin ne 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nda ne de 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nda herhangi bir hükme yer verilmemiş, ancak daha sonra 06.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun"un 38. maddesiyle 5352 sayılı Adli Sicil Kanununa 13/A maddesi olarak eklenmek suretiyle yeniden düzenlenmiştir.
"Yasaklanmış hakların geri verilmesi" başlığını taşıyan 5352 sayılı Kanun"un 13/A maddesi:
"(1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkumiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,
a) Mahkum olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması,
b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.
(2) Mahkum olunan cezanın infazına genel af veya etkin pişmanlık dışında başka bir hukuki nedenle son verilmiş olması halinde, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilmesi için, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl geçmesi gerekir. Ancak, bu süre kişinin mahkum olduğu hapis cezasına üç yıl eklenmek suretiyle bulunacak süreden az olamaz.
(3) Yasaklanmış hakların geri verilmesi için, hükümlünün veya vekilinin talebi üzerine, hükmü veren mahkemenin veya hükümlünün ikametgahının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemenin karar vermesi gerekir.
(4) Mahkeme bu husustaki kararını, dosya üzerinde inceleme yaparak ya da Cumhuriyet Savcısını ve hükümlüyü dinlemek suretiyle verebilir.
(5) Yasaklanmış hakların geri verilmesi talebi üzerine mahkemenin verdiği karara karşı, hükümle ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen kanun yoluna başvurulabilir.
(6) Yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin karar, kesinleşmesi halinde, adli sicil arşivini kaydedilir.
(7) Yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna başvurulması nedeniyle oluşan bütün masraflar hükümlü tarafından karşılanır." şeklinde olup, maddenin gerekçesi şöyledir:
"Maddeyle, 5352 sayılı Kanuna 13/A maddesi eklenmiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesindeki düzenlemeye göre, belli bir suçtan mahkumiyete bağlı süresiz hak yoksunluğundan söz edilemez. İşlediği suç dolayısıyla toplumda kişiye karşı duyulan güven sarsıldığı için suçlu kişi, özellikle güven ilişkisinin varlığını gerekli kılan belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaktadır. Ancak, bu hak yoksunlukları süresiz değildir. Cezalandırılmakla güdülen asıl amaç, işlediği suçtan dolayı kişinin etkin pişmanlık duymasını sağlayıp tekrar topluma kazandırılması olduğuna göre, 53 üncü maddede suça bağlı hak yoksunluklarının da belli bir süreyle sınırlandırılması yönünde düzenleme yapılmıştır. Türk Ceza Kanunu"nda, belli bir suçu işlemekten dolayı cezaya mahkumiyetin sonucu olarak ömür boyu devam edecek bir hak yoksunluğu söz konusu olmadığı için, yasaklanmış hakların geri verilmesi müessesesine ilişkin düzenleme yapılmamıştır. Ancak, 5352 sayılı Adlî Sicil Kanununun Geçici 2 nci maddesinde, diğer kanunlardaki kasıtlı bir suçtan dolayı belirli süreyle hapis cezasına veya belli suçlardan dolayı bir cezaya mahkum olan kişilerin, belli hakları kullanmaktan süresiz olarak yoksun bırakılmasına ilişkin hükümleri saklı tutulmuştur. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki çeşitli kanunlardaki süresiz hak yoksunluğu doğuran bu hükümlere rağmen, yasaklanmış hakların geri verilmesi yolunun kapalı tutulması,uygulamada ciddi sorunlara yol açacaktır. Bu sorunların çözümüne yönelik olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki çeşitli kanunlardaki kasıtlı bir suçtan dolayı belirli süreyle hapis cezasına veya belli suçlardan dolayı bir cezaya mahkum olan kişilerin süresiz olarak kullanmaktan yasaklandıkları hakları tekrar kullanabilmelerine imkân tanıyan bir düzenleme yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur."
5352 sayılı Adli Sicil Kanununa eklenen 13/A maddesi ve gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkumiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebileceği, bunun için, Türk Ceza Kanununun 53. maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla, mahkum olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması gerektiği belirtilmektedir. Yasaklanmış hakların geri verilmesi için cezanın infaz edilmiş olması ve kişinin infazın tamamlanmasından itibaren üç yıllık süre içerisinde yeni bir suç işlememesi ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekecektir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununda, belli bir suçu işlemekten dolayı cezaya mahkumiyetin sonucu olarak ömür boyu devam edecek bir hak yoksunluğuna yer verilmemiş ise de, Türk Ceza Kanunu dışında, halen yürürlükte bulunan kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkumiyete bağladığı süresiz hak yoksunluklarının mevcudiyetini koruması nedeniyle yoksunluğun giderilebilmesi amacıyla yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilecektir. Burada hükümlünün mahkumiyetinin, mülga 765 sayılı ya da yürürlükteki 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu veya ceza öngören özel kanunlara dayanmasının bir önemi bulunmamaktadır.
5352 sayılı Kanunun 13/A maddesine göre, ister 765 sayılı Türk Ceza Kanunundan, isterse özel bir yasadan kaynaklansın,amme hizmetlerinden yasaklanma, memuriyetten mahrumiyet, seçme veya seçilme hakkından yoksun kılınma, yasal kısıtlılık altında bulundurulma, babalık veya kocalık haklarından mahrumiyet, sürücü belgesinin geri alınması, emekli maaşından yoksun kılınma, meslek ve sanatın tatili, işyerinin kapatılması ve benzerleri gerek bir mahkumiyet sonucu ve gerekse ceza şeklinde hükmedilen her nevi ehliyetsizliklerin yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluyla bertaraf edilmesine yasal bir engel bulunmadığından, anılan kanun maddesinde açıklanan süreler geçtikten sonra talepte bulunan iyi halli hükümlünün yasaklanmış haklarının geri verildiğinin bir kararla tespit edilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; hükümlü ..."ın, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 5237 sayılı TCK"nin 314/2, 62, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5. maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve aynı kanunun 53. maddesi uyarınca belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verildiği ve verilen bu kararın 04.06.2009 tarihinde kesinleştiği, hükümlünün infaz edilen hapis cezası ile ilgili olarak düzenlenen müddetnameye göre şartla tahliye tarihinin 01.02.2015, infazının tamamlanmış sayılacağı hak ederek tahliye tarihinin 24.08.2016 olarak belirlendiği, hükümlünün 27.12.2016 havale tarihli dilekçesiyle memnu haklarının iadesine karar verilmesini istediği ancak hükümlünün silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan almış olduğu hapis cezasının infazının tamamlanmış sayılacağı hak ederek tahliye tarihi olan 24.08.2016 tarihinden, talepte bulunduğu ve karar verildiği tarihe kadar 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 13/A. maddesinde öngörülen üç yıllık sürenin geçmemiş olduğu anlaşılmakla talebin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.01.2017 tarihli ve 2017/21 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25/11/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.