Abaküs Yazılım
7. Daire
Esas No: 2000/3864
Karar No: 2002/2789
Karar Tarihi: 16.09.2002

Danıştay 7. Daire 2000/3864 Esas 2002/2789 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına Derince Giriş Gümrük Müdürlüğü, davacı şirket tarafından ithal edilen şekerin şeker kamışından değil, şeker pancarından elde edilmiş olduğunu iddia ederek %8 yerine %15 oranında katma değer vergisi tahakkuk ettirdi. Ancak davacı şirket bu işleme itiraz etti. Vergi mahkemesi, idarenin ispat yükünün olduğuna karar vererek davacı şirket lehine karar verdi. Ancak Danıştay Yedinci Dairesi, düşük oranda vergi uygulanması için ham maddenin pancar olması gerektiğini belirtip, kanıtlama yükünün davacı şirkette olduğu gerekçesiyle vergi mahkemesinin kararını bozdu ve idarenin işleminin yerinde olduğuna hükmetti.
Kanun Maddeleri: Gümrük Kanunu'nun 54, 57, 60 ve 68'inci maddeleri ile 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 28 ve 40'ıncı maddeleri.

T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/3864
Karar No: 2002/2789


Temyiz İsteminde Bulunan: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına Derince Giriş Gümrük Müdürlüğü
Karşı Taraf : ... Gıda Maddeleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : Davacı tarafından ithali gerçekleştirilen şekerin, şeker kamışından elde edilmiş olduğundan bahisle yapılan ek katma değer vergisi tahakkukuna vaki itirazın reddine dair işlemi; Gümrük Kanununun 54, 57, 60 ve 68'inci maddeleri ile 3065 sayılı Kanunun 28 ve 40'ıncı maddelerini açıklayarak, katma değer vergisinin hesaplanmasında şeker pancarından üretilen şekerler için %8, şeker kamışından üretilen şekerler için ise %15 oranının dikkate alınması gerektiği; gümrük vergisi ve ithalde alınan katma değer vergisi gibi beyan üzerine tarh olunan vergilerde, mükelleflerin beyanı esas olup, aksi ispat edilinceye ya da mükellefçe bizzat ikrar edilinceye kadar bunun muteber kabul edileceği; ispat külfeti iddia edene ait bulunduğundan, mükellefin beyanının aksini iddia eden idarenin gerekli inceleme, araştırma ve muayene gibi imkanları kullanarak iddiasını ispat etmesinin icap ettiği; olayda, yükümlü tarafından ithali gerçekleştirilen şekerin %8 oranında katma değer vergisine tabi olarak beyan edilmesinin, beyanname muhteviyatı şekerin şeker pancarından üretildiğini açıkça ortaya koyduğu, bunun dışında yükümlünün beyanının doğruluğunu, ayrıca temin edeceği belgelerle ispatlama mükellefiyetinin bulunmadığı; zira, kanunun, kendisine böyle bir sorumluluk yüklemediği, mükellefin beyanının aksinin idarece ispat edilememesi karşısında yapılan işlemde isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve E:...; K:... sayılı kararının; yapılan işlemin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi ...'in Düşüncesi: Olayda, kural olan, şekerin %15 oranında vergiye tabi olması, istisna ise bu şekerin şeker pancarından üretilmiş olması şartının bulunmasıdır. Düşük oranda vergi uygulanmasının talep edilmesi, istisnai durumdan faydalanılması anlamına gelir ki, bu da ancak istisnai durumun uygulanması için gerekli şartların bulunduğunun ortaya konulmasıyla mümkündür. İthali gerçekleştirilen şekerin şeker pancarından üretildiği, davacı tarafından iddia edildiğinden ve ancak bu iddiasının kanıtlanması halinde düşük oranda vergi uygulanmasından yararlanılabileceğinden, ispat külfetinin idareye ait olduğu gerekçesine dayalı mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı ...'in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 28'inci maddesinde, katma değer vergisi oranının vergiye tabi her bir işlem için %10 olduğu, Bakanlar Kurulunun bu oranı dört katına kadar artırmaya, %1'e kadar indirmeye, bu oranlar dahilinde muhtelif mal ve hizmetler ile bazı malların perakende safhası için farklı vergi oranları tespit etmeye yetkili olduğu hükmün altına alınmış; verilen bu yetkiye istinaden yayımlanan 22.12.1992 gün ve 92/3896 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile eki 2 sayılı listede yer alan eşyaların %6 oranında; listelerde yer almayan eşyaların ise %12 oranında katma değer vergisine tabi olacağı belirtilmiş; bu vergi oranları, 27.10.1993 gün ve 93/4932 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile de, eki listede yer alan eşyalar için %8; almayanlar için ise %15 olarak değiştirilmiştir. Bu düzenlemelere göre; asıl olan, eşyanın %15 oranında katma değer vergisine tabi olmasıdır. Bu genel vergi oranından farklı oran uygulaması, ancak, Kararname eki listede özel olarak zikredilen eşyalar için geçerlidir. Dolayısıyla; genel vergi oranından farklı katma değer vergisi oranından yararlanılması, eşyanın söz konusu listede yer alanlardan olduğunun bunu iddia eden tarafından kanıtlanmasıyla olanaklıdır.
Olayda; ithale konu eşya şekerdir. Bakanlar Kurulu Kararına ekli listede, düşük oranlı vergi uygulanacak eşyalar arasında, yalnızca pancardan üretilen toz ve kristal şeker ile kesme şekeri sayılmıştır. Yani, pancar dışındaki ham maddelerden üretilen şeker, genel vergi oranına tabi bulunmaktadır.
Bu durum karşısında; ithale konu şekerin, düşük oranlı katma değer vergisine tabi tutulabilmesi için, pancardan üretildiğinin kanıtlanması gereklidir. Bu kanıtlamanın ise, Mahkeme kararında söylenenin aksine, ithale konu şekerin pancardan üretildiğini iddia eden mükellefçe yapılması, yukarıda açıklanan hukuki durumun gereğidir. Olayda, mükellef tarafından bu konuda yapılmış bir kanıtlama da mevcut değildir. Bu bakımdan; kanıtlama yükünün idareye düştüğü gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 16.9.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi