Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/14581 Esas 2010/27663 Karar Sayılı İlamı

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu şikayetinde, hakkındaki ilamsız takip nedeniyle gönderilen ödeme emrinin oturmadığı adrese Tebligat Kanununun 21. ve Tüzüğün 28. maddesine aykırı olarak muhtara bırakılmak suretiyle yapıldığını belirterek takibe ıttıla tarihinin 25.01.2000 olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davacıya çıkartılan ödeme emrinde davacının bulunmama sebebi şerh edilmeden Tebligat Kanunu ve tüzüğüne aykırı olarak tebliğ işlemi yapılmış olduğundan, davacının iddia ettiği 25.01.2010 tarihinden başka tarihte usulsüz tebligat ve takibi öğrendiğine dair icra dosyasında herhangi bir belge bulunmadığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında görülen izale i şuyu davasında mahkemece ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesi sonrasında taşınmazın satışının talep edildiği Eyüp 1. İcra Müdürlüğünün 2008 / 8 esas sayılı satış dosyasında alacaklının, satışa konu taşınmazın tapu kaydına miras sebebiyle borçlunun payına düşecek olan hisseye (dava konusu takip olan Eyüp 2. İcra Müdürlüğünün 2008 / 152 esas sayılı dosyası) 30.10.2008 tarihinde haciz şerhi verdirdiği, borçlu davacı vekilinin ise 13.01.2010 tarihinde mirasçılar vekiline satış gününün tebliğ edilmesine yönelik dilekçenin 14.01.2010 tarihinde kayda alındığı, tapu kaydının da 14.11.2008 tarihinde dosyaya getirtildiğinin anlaşılması karşısında, borçlunun en geç 13.01.2010 tarihi itibariyle hakkındaki takipten haberdar olduğunun kabulü gerekir.
O halde mahkemece, borçlunun usulsüz tebligata ilişkin olarak öğrenme tarihinin en geç 13.01.2010 tarihi olduğu nazara alınarak usulsüz tebligata ilişkin şikayetin muttali olunan 13.01.2010 tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde yapılmadığından şikayetin reddi yerine kabulüne dair karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA),  25.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.