23. Ceza Dairesi 2015/325 E. , 2015/309 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahteçilik
HÜKÜM : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir.
Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten süjelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Suçun bu nitelikli halinin oluşabilmesi için, bankaya ait mal ve hizmetler ile fonksiyonlarının kullanılması yeterli olup suçun mağdurunun kim olduğunun nitelikli halin oluşumu bakımından ayrıca bir önemi bulunmamaktadır. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; sanık ..."in 2008 yılı içinde ... isimli şahsa ait olan bir markette çalışırken işyeri sahibinin kendisine vermiş olduğu vekaletnameler doğrultusunda ödeme, tahsilat, banka işlemleri gibi işleri takip ve gerçekleştirdiği, markette satılan ekmeklerin tanık ..."e ait fırından alındığı, ..."in ise fırınında kullandığı unu katılan ..."den aldığı, ..."in ..."a olan un borcunu sanık ..."dan olan alacağına karşılık temlik etmek istediği ve bu doğrultuda sanığa kendisine olan borcu ..."ye ödemesi yönünde talimat verdiği, sanığın da bu doğrultuda işletme sahibi ..." den aldığı vekalete dayalı olarak farklı tarihlerde düzenlediği 4 ayrı çekten ikisini ..."e ve diğer ikisini ..."ye verdiği, daha sonra çeklerin ödeme tarihleri geldiğinde karşılıklarının bulunmadığının anlaşılması üzerine sanık hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından açılan davalarda; sanığın çalıştığı şarküteri işyerinin sahibi olan ... isimli kişiden iki ayrı vekaletname aldığı, bu vekaletnameler uyarınca ..."in tüm işlerini takip, alacaklarını tahsil ve borçlarını ödemeye yetkili olduğu, bankalardan çek karnesi alma ve çek keşide etme konusunda da ayrıca yetkili kılındığı, buna ilişkin özel vekaletnameden birer örneğin ...Bankası ve ...Bankası Şube Müdürlüklerinde bulunduğu,... Şubesin" de vekaletname örneği olmadığı anlaşılmış ise de, bu durumun bir ihmal ya da hatadan kaynaklı olduğu, sanığın tüm bankalar nezdinde çek keşide etme yetkisine haiz olduğu düşünce ve inancı ile hareket etmiş olduğu ve katılan ile daha önce keşide edilip zamanında bedelleri ödenmiş çekler de bulunduğu gözetilerek, dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarına ilişkin kastının bulunmaması nedeniyle ilgili suçların oluşmadığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 02/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.