Esas No: 2019/8734
Karar No: 2020/458
Karar Tarihi: 09.01.2020
- Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2019/8734 Esas 2020/458 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi, sanıklarla ilgili hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarından mahkumiyet kararı vermiştir. Ancak, yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve Anayasa Mahkemesi kararı gereği hak yoksunluklarının infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerde, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması nedeniyle bozma kararı verilmiştir. Kanun maddeleri: Tebligat Kanunu'nun 10/2, 21/1, 21/2, 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2 maddeleri, TCK'nın 53. ve 168/2 maddeleri.
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerekir.
Ayrıca, gerçek kişiler yönünden Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ yapılabilmesi için, muhatabın adres kayıt sisteminde bir adresinin bulunmaması ve daha önce kendisine veya adresine Kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olması zorunludur.
İncelenen dosyada; sanık ...’un yokluğunda verilen kararın, sanığın bildirdiği en son adresten farklı olan bir adrese tebliğe çıkarıldığı ve tebligatın bila iade edilmesi üzerine mahkemece daha önce usulüne uygun bir tebligat yapılmamış adresine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve UYAP kayıtlarının incelemesinde sanığın mernis adresinin bulunduğu gözetilerek, belirtilen usul çerçevesinde tebligatın usulüne uygun yapılmadığının anlaşılması karşısında; sanığın eski hale getirme isteminin kabulü ile öğrenme üzerine yapmış olduğu 18.07.2016 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 günlü ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
1- Sanıklar ... ve Ünsay Ünlüsoy hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmalığını bozma suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde, Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve taktirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
2- Sanıklar ... ve ... hakkında mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Müştekinin kovuşturma aşamasında 19.03.2014 havale tarihli dilekçesi ile mala zarar verme yönünden maddi zararının ...’nın yakınları tarafından tamamen giderildiğini belirttiğinin anlaşılması karşısında; sanıklar hakkında TCK'nın 168/2. maddesinde belirtilen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ve ...’un temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 09.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.