9. Hukuk Dairesi 2011/1097 E. , 2013/10344 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle müvekkilinin 01.04.2002 tarihi ile 04.01.2010 tarihleri arasında model işçisi olarak çalıştığını, iş akdinin işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, fazla çalışma yapmasına rağmen karşılıklarının ödenmediğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, karşılığı olan ücretlerin de ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti alacağı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle davacının ücret alacaklarının bankaya yatırıldığını, davacının işe gelmeyerek iş akdinin kendisi tarafından feshedildiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatı ve diğer alacak taleplerinin yerinde olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan delillere göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
D) Temyiz:
Kararı taraflar yasal süresi içinde temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Davalı temyizinin incelenmesinde;
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK’nun 426/A maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkâr) tazminatı, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir.
İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.
Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.
Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.
Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde, kısaca kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, 5521 sayılı yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15. maddesindeki düzenleme gereği HUMK’nun 426/A maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği açıkça belirtilmiştir.
Dosya içeriğine göre dava edilen ve hüküm altına alınan, temyize konu edilen miktar 245,23 TL olup karar tarihi itibari ile 1.430,00 TL kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalı tarafın temyiz isteminin 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3’üncü maddesi yollamasıyla HUMK’nun 426/A, 427, 432 maddeleri, uyarınca REDDİNE; nisbi temyiz harcının isteği halinde ilgisine iadesine,
2- Davacı temyizine gelince,
İşverence ibraz edilen 07.01.2010 tarihli belgede davacının 05.01.2010, 06.01.2010 tarihlerinde habersiz olarak işe gelmediğinin tespit edildiği, işe gelmemenin yasal sebeplerinin tebliği tarihinden itibaren altı gün içinde bildirilmesinin istendiği yazılı olup işveren bu bildirimin aksine aynı gün, keşide ettiği noter ihtarnamesiyle aynı günlerdeki devamsızlığa dayalı olarak iş sözleşmesini feshetmiştir. İşyerinde yedi yılı aşan hizmeti bulunan davacının 04.01.2010 tarihinde işten çıkarıldığını ileri sürerek alacak talebinde bulunduğu da göz önüne alındığında bu tarihten sonraki devamsızlık tutanaklarının sonuca etkisi yoktur.
Yukarıda açıklandığı şekilde davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın;
Davalı tarafın temyizi açısından yukarıda 1 numaralı bent altında yazılı olduğu üzere 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3’üncü maddesi yollamasıyla HUMK’nun 426/A, 427, 432 maddeleri, uyarınca REDDİNE, nisbi temyiz harcının isteği halinde ilgisine iadesine,
Davacı tarafın temyizi açısından yukarıda 2 numaralı bent altında yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.