10. Hukuk Dairesi 2014/16352 E. , 2015/18003 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalı ... hakkındaki dava reddedilip diğer davalı ... yönünden istem kısmen hüküm altına alınmıştır.
Hükmün davacı ... avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) 29.08.2009 günü gerçekleşen iş kazasında davacı Kurumca %14,1 oranında meslekte kazanma gücünü yitirdiği belirlenen ve bildirimsiz çalıştırılan sigortalıya bağlanan sürekli iş göremezlik geliri nedeniyle uğranılan zararın davalılardan teselsül hükümleri gereğince rücuan alınması için 5510 sayılı Kanunun 21. ve 23. maddelerine dayalı olarak işbu davanın açıldığı, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda, kazanın oluşunda işveren davalı ...’nun %80, sigortalının %20 oranında kusurunun bulunduğu, iş makinesi operatörü davalı ...’nın kusursuz olduğunun açıklandığı, ...’nce 15.08.2011 tarihinde düzenlenen Sağlık Kurulu Raporu’nda sigortalının özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %9 olduğunun belirtildiği anlaşılmakta olup mahkemece, anılan kayıp oranı esas alınarak %80 kusur oranı üzerinden işveren bakımından istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Kanunu 19. maddesinde, iş kazası sonucu oluşan hastalık ve engellilik nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara dayanılarak Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu belirlenen sigortalının, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanacağı belirtilmiştir.
Diğer taraftan anılan Kanunun 7. maddesinin 1. fıkrasında, sigorta hak ve yükümlülüklerinin 4/1-(a) maddesi kapsamında sigortalı sayılanlar için çalışmaya başladıkları tarihten itibaren başlayacağı belirtildikten sonra 8. maddenin 1. fıkrasında, işverenlerin, 4/1-(a) maddesi kapsamında sigortalı sayılan kişileri, 7/1. maddede belirtilen
sigortalılık başlangıç tarihinden önce sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlü oldukları, ancak işveren tarafından sigortalı işe giriş bildirgesinin; inşaat, balıkçılık ve tarım işyerlerinde işe başlatılacak sigortalılar için en geç çalışmaya başlatıldığı gün, Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilecek işyerlerinde ise ilk defa sigortalı çalıştırmaya başlanılan tarihten itibaren 1 ay içinde çalışmaya başlayan sigortalılar için, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç söz konusu 1 aylık sürenin dolduğu tarihe kadar Kuruma verilmesi durumunda, sigortalılık başlangıcından önce bildirilmiş sayılacağı açıklanmıştır.
Kanunun 23. maddesinde ise sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirilmemesi durumunda, bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca saptandığı tarihten önce gerçekleşen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık halleri sonucu ilgililerin gelir ve ödeneklerinin Kurumca ödeneceği, belirtilen bu hallerde, Kurumca yapılan ve ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarı ile gelir bağlanırsa bu gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri miktarının, 21. maddenin 1. fıkrasında yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın, işverene ayrıca ödettirileceği hüküm altına alınmıştır. Bu tür rücu davalarında 21/1. ile 23. maddenin birlikte uygulanması gerektiğinde, 23. maddedeki “21. maddenin 1. fıkrasında yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın” ibarelerinden yola çıkılıp gelir ve giderlerin tümü üzerinden 818 sayılı Borçlar Kanununun 43. ve 44. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 51-52.) maddeleri gereğince sigortalının kusurunun yarısından az olmamak üzere hakkaniyet indirimi yapılarak işverenin sorumlu tutulacağı tutarlar belirlenmelidir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, öncelikle belirtilmelidir ki 23. maddenin uygulama koşullarının varlığı belirgin olup somut olayın özelliğine göre, %80 oranında kusurlu olan davalı işveren rücu alacağından %90 oranında sorumlu tutulmalıdır. Ayrıca, meslekte kazanma gücü yerine tüm vücut fonksiyon kaybını belirleyen ve değinilen 19. madde kapsamında yöntemince düzenlenmeyen Üniversite Raporunun hükme dayanak kılınamayacağı açıktır. Bu bakımdan, ...’ndan rapor alınarak sigortalının meslekte kazanma gücünün hangi oranda azaldığı saptanmalı, anılan sürekli iş göremezlik derecesine göre gerektiğinde gelirin ilk peşin sermaye değeri de açıklıkla ortaya konulduktan sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre %9 oranına göre sigortalıya gelir bağlanamayacağı dikkate alınmadan karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.