Esas No: 2022/6785
Karar No: 2022/8441
Karar Tarihi: 02.11.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/6785 Esas 2022/8441 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İbni Sina Eczanesi sahibi ve mesul müdürü davacı, haksız cezai şart ve reçete bedeli kesintisi işleminin iptalini talep etti. Mahkemece yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne karar verildi. Ancak Yargıtay, eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle kararı bozdu. Yeniden yapılan yargılama sonucunda, davalının yargı harçlarından muaf olduğuna dair açık yasa hükmüne rağmen harç tahsil edildiği ve bu yanlışlığın düzeltilmesi gerektiği belirtildi. Kararın sonunda, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olduğu belirtildi.
Kanun maddeleri:
- 492 sayılı Harçlar Kanunu, 13. madde (j) bendi (Genel Bütçeye dahil idarelerin yargı harçlarından muaf olduğunu belirtmektedir.)
- 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi (Kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açıktır.)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, İbni Sina Eczanesinin sahibi ve mesul müdürü olduğunu, ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... isimli 7 hastaya ilişkin 10 adet reçetenin arkasındaki imzaların hasta ya da yakınına ait olmadığı ve bir kısım hastanın ilaçları almadığı gerekçesi ile 2009 yılı protokolünün 6.3.3 maddesi hükmü gereği hakkında ilaç bedeli toplamı 7.769,29-TL'nin 5 katı olan 38.846,45-TL cezai şart uygulandığını ve yazılı olarak uyarıldığını, ayrıca 2009 yılı protokolünün 6.3.10 maddesi hükmü gereği hakkında ilaç bedeli toplamı 9.215,19-TL'nin 5 katı olan 46.075,95-TL cezai şart uygulandığını ve yazılı olarak uyarıldığını, 2009 yılı protokolünün 4.3.6 maddesi hükmü gereği 10.513,64-TL reçete bedeli toplamının ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte kurum alacaklarından mahsup edilmesine karar verildiğini beyanla, haksız cezai şart ve reçete bedeli kesintisi işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, yapılan işlemlerin yasal mevzuata ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece 09/04/2021 tarihinde, davanın kısmen kabulüne, idarenin işleminin 1. maddesinde belirtilen protokolün 6.3.3 maddesi gereğince 38.846,45-TL cezai şart uygulanması ve yazılı olarak uyarılmasına ilişkin kısmının iptaline, idarenin işleminin 2. maddesinde belirtilen protokolün 6.3.10 maddesi gereğince 46.075,95-TL cezai şart uygulanması ve yazılı olarak uyarılmasına ilişkin kısmının cezai şartın 19.772,30-TL'lik kısmı bakımından kısmen iptaline, idarenin işleminin 3. maddesinde belirtilen protokolün 4.3.6 maddesi gereğince 10.513,64-TL ilaç ve reçete bedelinin alacaktan mahsup edilmesine ilişkin kısmının mahsup edilecek bedelin 5.252,91-TL'lik kısmı bakımından kısmen iptaline, davacının 5.252,91-TL ilaç ve reçete bedeli ile 38.846,45-TL ve 19.772,30-TL tutarlı cezai şart bedelinden dolayı davalıya toplamda 63.871,66-TL borçlu olmadığının (31.564,38-TL borçlu olduğunun) tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, muarazanın bu şekilde giderilmesine dair verilen kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 12/10/2021 tarihli 2021/5125 Esas ve 2021/9937 Karar sayılı ilamıyla "1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-) .... Somut olayda; davalı kurum işlemi ile 2009 yılı protokolünün (6.3.3.) ve (6.3.10.) maddeleri dayanak gösterilerek, reçete bedeli toplamı olan 16.984,48-TL’nin 5 katı tutarında toplam 84.922,40 TL cezai şartın davacı hakkında uygulanacağının, kurum zararı olarak da 10.513,64-TL’nin davacıdan tahsil edileceğinin bildirildiği, eczacının uyarıldığı görülmüştür. Mahkemece, teftiş sırasında dinlenen kurum sigortalısı ... isimli hasta tanık sıfatıyla dinlenilmediği gibi alınan bilirkişi raporunda da 2016 yılı protokol hükümleri değerlendirilmeksizin 2012 yılı protokol hükümlerine göre değerlendirmenin yapıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece; hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında, teftiş sırasında dinlenen tüm hastaların tanık sıfatıyla ilgili protokol maddeleri kapsamında beyanı alınarak, reçete arkasındaki imzanın kendilerine ya da yakınlarına ait olup olmadığının, reçeteye konu ilaçları alıp almadıklarının sorulması, 1 Nisan 2016 yürürlük tarihli ilgili protokol hükümlerinin yeniden değerlendirilmesi suretiyle, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli yeniden rapor alınarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne, idarenin işleminin 1. maddesinde belirtilen protokolün 6.3.3 maddesi gereğince 38.846,45-TL cezai şart uygulanması ve yazılı olarak uyarılmasına ilişkin kısmının iptaline, idarenin işleminin 2. maddesinde belirtilen protokolün 6.3.10 maddesi gereğince 46.075,95-TL cezai şart uygulanması ve yazılı olarak uyarılmasına ilişkin kısmının cezai şartın 37.280,87-TL'lik kısmı bakımından kısmen iptaline, idarenin işleminin 3. maddesinde belirtilen protokolün 4.3.6 maddesi gereğince 10.513,64-TL ilaç ve reçete bedelinin alacaktan mahsup edilmesine ilişkin kısmının mahsup edilecek bedelin 6.116,10-TL'lik kısmı bakımından kısmen iptaline, davacının 6.116,10-TL ilaç ve reçete bedeli ile 38.846,45-TL ve 37.280,87-TL tutarlı cezai şart bedelinden dolayı davalıya toplamda 82.243,42-TL borçlu olmadığının, (13.192,62-TL borçlu olduğunun) tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, muarazanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tarafların temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Harç konusu kamu düzenine ilişkin olup yargı mercilerince res'en dikkate alınır ve yargı harcından muafiyet 492 sayılı Harçlar Kanunu ile kurum veya kuruluşlarla ilgili yasal mevzuata göre belirlenir. 492 sayılı Harçlar Kanunu 13. maddesinde harçtan muafiyet kapsamında olan işlemler sayılırken (j) bendinde Genel Bütçeye dahil idarelerin bu Kanunun (1) ve (3) sayılı tarifelerine giren bütün işlemlerinin harçtan muaf olduğu sayılmış olup, belirtilen Harçlar Kanunu (1) sayılı tarifede yargı harçları düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere davalı kurum açık yasa hükmü gereği yargı harçlarından muaf olup, Mahkemece açıklanan bu düzenlemeye aykırı olarak, harcın davalıdan tahsiline karar verilmiş olması ve davacı tarafça yatırılan ve yargılama giderleri içinde yer alan harçların da yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün, HUMK'nın 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle kararın hüküm fıkrasının 2. ve 4a bentlerinin hükümden çıkartılarak yerlerine sırasıyla, “2-Davalı harçtan muaf olduğundan davalıdan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yatırılan 24,30-TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,”, "4a-Davacı tarafça yapılan posta, tebligat, bilirkişi ve keşif giderinden ibaret toplam 1.837,75-TL yargılama giderinin, kabul oranına göre 1.583,70-TL'sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına," bentlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.