21. Hukuk Dairesi 2018/5539 E. , 2019/4552 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacılar ve davalılardan...Konfeksiyon San Tic Ltd Şti, ... Ltd.Şti. vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Temyiz edenin sıfatı ile dosyadaki temyiz kapsam ve nedenlerine göre; taraf vekillerinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava, 03/11/2001 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının eş ve çocuklarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı eş Bayram’a 1660,70 TL maddi destek tazminatı ile 5000 TL manevi tazminatın; davacı çocuk ...‘a 5000 TL ve davacı çocuk Mümin‘e 10000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılar ..., ..., ... Tekstil San. Tic. Ltd. Şti., ... Ltd. Şti. ve ...‘ndan müştereken ve müteselsilen tahsili ile ayrı ayrı davacılara verilmesine; Davalı ... A.Ş. aleyhine açılan davanın atiye terki nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, Davalı ...Ş. ve Davalı ..."ya yönelik açılan davaların ve fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; vefat eden sigortalının söz konusu olayda kusuru bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde Hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı eş ve çocuk ... lehine takdir edilen manevi tazminat miktarlarının ayrı ayrı az olduğu açıktır.
3-Öte yandan, müteveffa ile aynı kazada vefat eden ... ... mirasçıları tarafından açılan ... 2.İş Mahkemesi‘nin 2007/518 esas ve 2011/905 karar sayılı dava dosyasının temyizen incelenmesi ile Dairemiz 2014/860-6630 esas ve karar sayılı bozma ilamında açıkça belirtildiği şekilde; davalı ... Ltd. Şti."nin karşı araç sürücüsü davalı ..."ın asıl işvereni olduğu kabul edilerek istihdam eden sıfatıyla müteselsilen sorumluluğuna karar verilmiş ise de; davalı sürücü ..."ın ceza yargılamasında davalı ... Ltd. Şti."ye taşeron olarak faaliyet gösteren davalı ..."nun yanında taş çektiğini beyan etmesi dışında dosya kapsamında, tarafların aralarında işçi-işveren ilişkisi bulunduğuna dair yeterli ve inandırıcı ölçüde bilgi, belge, beyan ve delil bulunmadığından davalı ... Ltd. Şti. yönünden kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, temyiz eden taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine
20.06.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.