9. Hukuk Dairesi 2011/889 E. , 2013/10309 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, ücret alacağı, yıllık izin ücreti ile davacı vekili birleşen dava dilekçesi ile de, dava dilekçesinde sehven 3.088.32 TL ihbar tazminatı talep edilmiş ise de, bu dava ile aradaki 764.63 TL"yi talep ettiklarini idda ederek, faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverenlik nezdinde 1 yıldır kalite müdürü, ondan önceki yıllarda ise kalite sorumlu mühendisi olarak 15.10.2005-16.03.2009 arası çalıştığını, 16.03.2009 tarihinde 3 yıldır haftada iki gün 18.30’dan 23.00’a kadar fazla mesaiye fazla mesaiye kaldığı halde ödenmeyen fazla mesai ücretlerinin ödenmesini istediği için işten atıldığını, işverenin senin görevlerini elinden alıyorum, çıkarın bunu, istifa etsin dediğini, üzerine yürüyerek davacıyı dövdürmekle tehdit ettiğini, cebren davacının ne olduğuna bile bakamadığı yarı boş bir belgeyi zorla imzalattığını, davacının ihtarname keşide ederek haklarının ödenmesini talep ettiğini, ödenmediği gibi haksız ve hukuka aykırı akdin feshini yasal bir kılıfa sokabilmek amacıyla davacıya güya 3 gün işe gelmediği, mazeretini ibraz etmesi gerektiğinin bildirildiği ihtar keşide edildiğini, davacının asla sahte bir rapor veya belge ayarlamayacağını, ayrıca tehdit edilerek kovulduğu bir yere geri dönmek istemeyeceğini çok iyi bildiğini, davacının net maaşının 1.750 TL, brüt 2.500 TL olduğunu iddia ederek, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, 2009 yılı izin ücreti ve 16 günlük maaş alacağının faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının kendisini haklı çıkarmak için müvekkiline iftira ettiğini, hiçbir mazeret ve gerekçe göstermeden 17-18-19-23-24-25.03.2009 tarihlerinde işe gelmediğini, durumun tutanakla tespit edildiğini, davacının haklı neden olmaksızın kendi isteği ile hatta müvekkiline zarar vermek ve iftira atmak suretiyle ayrıldığından dolayı hiçbir tazminatı hak etmediğini, davacının 17 Mart 2009 tarihinde ilk kez işe gelmediğini, takip eden 3 iş gününden sonra da müvekkiline ihtarname göndererek sanki kendisi işten atılmış gibi bir hava estirerek bu davaya gerekçe gösterme çabası içine girdiğini, davacının kendisinin işten ayrıldığını, davacının fazla mesai yaparak da çalışmadığını, çalıştığı bölüm gereği bu şekilde çalışmasının söz konusu olmadığını, İş Kanunu madde 41’e atıfla, buna göre davacının fazla çalışma süresinin de bulunmadığını savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Davacı tarafın haksız fesih iddiasına karşılık davalı vekilinin devamsızlık olgusuna dayandığı, dinlenen davacı tanığı ..."nun beyanında, davacının, görevinin değiştirilmek istendiği ve buna bağlı olarak ücretinin de düşürüleceğinin beyan edilmesi üzerine davacının bu durumu kabul etmeyerek, işyerinden ayrıldığı ifadesinin hükme esas alındığı, her ne kadar davacı tanığı celse sırasında alınan beyanında sonradan ifadesini değiştirerek davacının maaş ve görev değişikliğini kabul etmemesi üzerine, şirket yetkilisi ..." in ilişiğini kesin şeklinde beyanı üzerine, davacının işten ayrıldığını ifade etmişse de, sonradan değiştirdiği bu beyanına itibar edilmeyerek, davacının iş akdini işyeri koşullarındaki esaslı değişiklik niteliğindeki görev yeri değişikliği ve ücretindeki düşürme nedeniyle iş akdini haklı nedenle feshettiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, kıdem tazminatı, fazla mesai ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline, ihbar tazminatı talebinin reddine, ücret alacağı yönünden talep konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekalet ücretinin hesabında davadan sonra ödenen ücret alacağının eklenmemesi hatalıdır.
3-Hükümdeki reddedilen kısım üzerinden avukatlık ücreti tarifesi gereğince 1.000 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesi yerine vekalet ücretinin hazineye kaydına şeklinde karar verilmesi hatalı olup bozma nedeni ise de, anılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 Sayılı HMK’nun geçici 3/1.maddesi yollaması ile HUMK"nun 438/7.maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
F) Sonuç:
Hüküm fıkrasının davacı yararına vekalet ücreti hükmedilen;
“Avukatlık ücret tarifesi gereğince kabul edilen kısım üzerinden 1.051,71 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacı tarafa verilmesine” cümlesindeki 1.051,71 TL ibaresi çıkartılarak yerine 1.156,71 TL yazılmasına,
Hüküm fıkrasının davalı yararına vekalet ücretine hükmedilen;
“Red edilen kısım üzerinden avukatlık ücret tarifesi gereğince 1.383,28 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak, hazineye gelir kaydına,” cümlesi tamamen çıkartılarak yerine,
“Ret edilen kısım üzerinden avukatlık ücret tarifesi gereğince 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine” yazılmak suretiyle hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 27.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.