Esas No: 2022/7111
Karar No: 2022/8514
Karar Tarihi: 07.11.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/7111 Esas 2022/8514 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/7111 E. , 2022/8514 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada alacak (vekalet sözleşmesinden kaynaklanan) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı asıl davasında; ... Kadastro Mahkemesinin 2005/5 Esas sayılı dosyası davalı ile Maliye Hazinesi arasında devam ederken, davanın taraflarının anlaşması sonucu neticelendiğini, bu davayı davalıya vekaleten açarak sonuna kadar takip ettiğini, davalı ile imzalanan 27/11/1979 tarihli sözleşmeye göre davanın bitiminde taşınmazların değerinin %20’sinin vekalet ücreti olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının TOKİ’den parasını tahsil etmesine rağmen kendisine herhangi bir ödemede bulunmadığını, tam olarak ne kadar tahsil ettiğini bilmediğini ileri sürerek; fazlaya dair haklarını saklı tutarak vekalet ücreti olan 200.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, birleşen davasında ise; davalının sulh ve davasından feragat karşılığı aldığı ödemenin 1.207.582,15 TL olduğunu, buna göre ödenmesi gereken ücretin 241.516,00 TL olduğunu, alacağının 200.000,00 TL’lik kısmı için davayı açtığını ancak o dönemde taşınmazların devir bedelini ve dolayısıyla kendi avukatlık ücreti alacağını tam olarak bilmediğini, ödemeyi yapan kurumun tam meblağı dava dosyasına bildirmesi ile hususun netleştiğini, bu sebeplerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 241.516,00 TL tutarlı vekalet ücreti alacağının daha önce dava edilen kısmı haricindeki 41.516,00 TL’lik kısmının davalıdan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, açılan davayı ve dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediğini, davacının 27/11/1979 tarihli sözleşmeye istinaden bu davayı açmasının usul ve yasalara aykırı olduğunu, aradan 35 sene geçtiğinden sözleşmeyi hatırlamadığını, sözleşmedeki imzanın kendisine ait olduğu takdirde boşa imza attığının anlaşıldığını, davacının 2006 yılında rahatsızlanması üzerine davanın takibini yapamayacağını düşünerek ve iyi niyetle kendisini azledip üzmek istemediğini, bu yüzden 22/03/2006 tarihinde davacının verdiği Garanti Bankası’ndaki hesaba 30.000,00 TL ödeme yaptığını ve başka da vekalet ücreti borcu olmadığını, ancak davacının zaman zaman davasına o vaziyetle katıldığını, davadan 2006 yılında feragat etmesi gerekirken 2011 yılında feragat ettiğini, davacının her ne kadar davayı açmış gibi görünse de dosyaya Av. ...’e ait vekaletin konulduğunu savunarak asıl ve birleşen davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın H.M.K.150. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, karar verilmiş, karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.
HMK'nin 147.maddesine göre "Taraflar, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tahkikat ve sözlü yargılama için duruşmaya davet edilir. Taraflara gönderilecek davetiyede, belirlenen gün ve saatte geçerli bir özrü olmadan mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde, duruşmaya yokluklarında devam edileceği ve yapılan işlemlere itiraz edemeyecekleri, tahkikatın sona erdiği duruşmada sözlü yargılamaya geçileceği, sözlü yargılama için duruşmanın ertelenmesi hâlinde taraflara ayrıca davetiye gönderilmeyeceği ve 150 nci madde hükmü saklı kalmak kaydıyla, yokluklarında hüküm verileceği bildirilir."
HMK'nin 150.maddesine göre usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
Dosyanın işlemden kaldırılabilmesi için tarafların 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun hükümlerine uygun şekilde duruşmaya davet edilmiş olmalarına rağmen gelmemeleri veya gelen tarafın davayı takip etmeyeceğini bildirmesi gerekir.
Tüm bu açıklamalar ışığında dosyanın incelenmesinde; asıl ve birleşen davada davacı ... vekili Av.... 18.02.2021 tarihli dilekçesi ile; müvekkili hakkında kısıtlama kararı verildiğini, vasi olarak ...’ın tayin edildiğini, TBK mad. 513 ve yerleşmiş Yargıtay İçtihatları gereği vekalet görevinin sona erdiğini, açıklanan nedenlerle 29.01.2021 tarihli duruşma zaptı ve ara kararının vasi ...’a tebliğini talep etmiştir. 29.01.2021 tarihli duruşma zaptı ve yeni duruşma günü (13.04.2021) davacı vasisi ...’a tebliğ edilmiştir. Davacı vekili sıfatıyla Av.... bu kez 13.04.2021 tarihli mazeret dilekçesi ile; vasi tarafından vekil tayin etmek üzere bilgilerinin alındığını fakat henüz vekaletname ulaştırılmadığını, yargılamanın 13.04.2021 günlü duruşmasına, aynı gün başka bir mahkemedeki duruşması nedeniyle katılamayacağını beyan ederek; mesleki mazeretinin kabulünü, vekaletname sunmak ve ara karar gereği beyanda bulunmak üzere gelecek celseye kadar süre verilmesini talep etmiş, mahkemece de davacı vekilinin mazereti kabul edilerek, duruşma gün ve saatinin UYAP’tan öğrenilmesine, ayrıca davacıya vasi atandığı gerekçesiyle vasisine duruşma gün ve saatini bildirir tebligat çıkarılmasına karar verilmiştir. 14/09/2021 tarihli duruşmada ise, davacı ve davalı taraf duruşmaya katılmadığından dosyanın işlemden kaldırılmasına, 31/12/2021 tarihinde ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
TBK’nin 513.maddesi gereğince; sözleşmeden veya işin niteliğinden aksi anlaşılmadıkça sözleşme, vekilin veya vekâlet verenin ölümü, ehliyetini kaybetmesi ya da iflası ile kendiliğinden sona ermiş olur. Vekil, davacı asile vasi tayin edildiğini mahkemeye bildirmiş ve ilgili kararı da sunmuştur. Mahkemece her ne kadar yukarıda açıklanan şekilde, davacı vekilinin bu bildirimi üzerine, duruşma gününü bildirir davetiye davacı vasisi ...’a tebliğ edilmişse de; tebligat zarflarının incelenmesinde, HMK’nin 147.maddesinde yazılı hususların tebliğ zarfına şerh edilmediği anlaşılmıştır. Duruşma gününün bu şekilde bildirilmesi usulsüz olup, "davacı tarafın duruşmaya usulüne uygun şekilde davet edildiği halde gelmemesi" koşulunun somut olayda gerçekleşmediği anlaşılmakla, dosyanın işlemden kaldırılmasının mümkün bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.