Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/10228 Esas 2019/3622 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10228
Karar No: 2019/3622
Karar Tarihi: 18.04.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/10228 Esas 2019/3622 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebiyle davalılara dava açmıştır. Davacı, davalıların miras hak ve hisselerini 28.11.2006 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile sattığını, bedelin ödenerek zilyetliğinin devralındığını, taşınmazın bir kısmının kamulaştırılması nedeniyle ifraz edildiğini, geriye kalan 1633 ve 1635 parsel sayılı taşınmazların davacı adına tescilini talep etmiştir. Bazı davalılar davayı kabul ederken, diğerleri cevap vermemiştir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay kararı açıklarken, elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Bu sebeple, mahkemece dava konusu taşınmazlarda satış vaadi sözleşmesi akidi ...’a intikal edecek payın hesaplattırılarak davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verildiği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri: Satış vaadi sözleşmelerinde ifa olanağı, elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozul
14. Hukuk Dairesi         2016/10228 E.  ,  2019/3622 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.04.2015 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Davacı vekili, tarafların ortak murisi ... adına kayıtlı 311 parsel sayılı taşınmazda davalıların murisi ...’ın miras hak ve hisselerini 28.11.2006 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile müvekkiline sattığını, bedelin ödenerek zilyetliğinin devralındığını, taşınmazın bir kısmının kamulaştırılması nedeni ile taşınmazın ifraz edilerek 1633, 1634, 1635 parsel numaralarını aldığını, 1634 parselin DSİ adına kayıtlı olduğunu, geriye kalan 1633 ve 1635 parsel sayılı taşınmazların muris ... adına kayıtlı 633/833 paydan ...’a intikal edecek payın iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
    Bir kısım davalılar davayı kabul ettiklerini beyan etmişlerdir.
    Diğer davalılar usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemişlerdir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır. Elbirliği ortaklığına (iştirak halinde mülkiyete) konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, miras payını, ortaklık dışı bir kişiye satmayı vaat etmesi halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir. Ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır.
    Somut olaya gelince; mahkemece, dava konusu taşınmazlar ... adına kayıtlı olduğu, davacının taşınmazdaki payı davalıların murisi ... mirasçısı ...’dan satın aldığı, davacının mirasçı sıfatı bulunmadığı, elbirliği mülkiyetindeki bir taşınmazdaki miras payının 3. kişiye satışının geçerli olmadığı, miras bırakan ... ve onun mirasçısı ...’ın terekesi taksim edilmediğinden satış vaadi sözleşmesinin davacıya mülkiyetin aktarılması talep hakkını vermeyeceği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş ise de; karar yanılgılı değerlendirme sonucu verildiğinden usul ve yasaya aykırıdır.
    Şöyle ki; dosya arasında mevcut tapu kayıt maliki ...’ın mirasçılık belgesinin tetkikinde davacı ...’ın muris ... oğlu ...’ın oğlu olduğu ve mirasçılık sıfatının bulunduğu, satış vaadi sözleşmesi ile payını satmayı vaadeden davalılar murisi ...’ın da muris ... oğlu olduğu ve mirasçılık sıfatı bulunduğu anlaşıldığından; davacı ve davalıların kök muris ...’dan gelen mirasçılık ilişkisi bulunmaktadır; dolayısıyla elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında sözleşmenin yapılmış olması nedeni ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı mevcuttur.
    Bu durumda mahkemece; dava konusu 1633 ve 1635 parsel sayılı taşınmazlarda ...’dan satış vaadi sözleşmesi akidi ...’a intikal edecek payın hesaplattırılarak davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.