Esas No: 2017/1857
Karar No: 2021/2386
Karar Tarihi: 20.05.2021
Danıştay 7. Daire 2017/1857 Esas 2021/2386 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/1857
Karar No : 2021/2386
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: ... Petrol Akaryakıt Dağıtım ve Depolama Sanayi Ticaret Anonim Şirketine ait 2014 yılının Ağustos ayının (2.) dönemine ilişkin ödenmemiş özel tüketim vergisinden kaynaklanan ve ihtiyati olarak tahakkuk ettirilen amme alacağının tahsilini güvence altına almak amacıyla 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 13. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca, kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına alınan ihtiyatı haciz kararının iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 13. maddesinde yer alan düzenlemenin, kamu alacağının cebren tahsiline yönelik olmadığı, icrai muamelelere başlanmadan önce tahsile konu amme alacağının korunmasına yönelik işlemleri içerdiği, bu düzenlemede esas amme borçlusu olmayan kanuni temsilci adına teminat isteme, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk gibi amme alacağının korunmasına ilişkin işlemlerin uygulanabileceğine dair bir açıklamanın yer almadığı, dolayısıyla, korumaya yönelik olan bu işlemin muhatabının asıl borçlu şirket olduğu, kesinleşmemiş ya da asıl kamu borçlusu şirketten tahsil olanağı bulunan vergi borçlarından dolayı, kanuni temsilciler ve ortaklar hakkında bu hükmün uygulanamayacağı, kamu borçlusu şirket yönünden tahsil olanağının devam ettiği anlaşıldığından, henüz amme borçlusu sıfatı taşımayan davacı adına alınan ihtiyati haciz kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kanuni temsilci olan davacının asıl borçlu şirketin ödenmemiş vergi borçlarından dolayı sorumluluğuna gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Kanuni Temsilcilerin Ödevi" başlıklı 10. maddesinde; tüzelkişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzelkişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzelkişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği hüküm altına alınmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 3. maddesinde, amme borçlusu teriminin; amme alacağını ödemek mecburiyetinde olan hakiki ve hükmi şahısların yanında bunların kanuni temsilcilerini de ifade ettiği belirtilmiş; 9. maddesinin 1. fıkrasında, 213 sayılı Kanun'un 344. maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren haller ile 359. maddesinde sayılan hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanmış olduğu takdirde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplara göre belirtilen miktar üzerinden tahsil dairelerince teminat isteneceği; 13. maddede ihtiyati haczin, maddede sayılan hallerden herhangi birinin mevcudiyeti halinde hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla derhal uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bu hükümlere göre, şirketin borcu nedeniyle sorumluluğu olan ve bu Kanun hükümleri gereğince takibi mümkün bulunan kanuni temsilcilerin amme alacaklısı idareye karşı amme borçlusu sıfatını haiz olduğu açıktır.
Öte yandan, sözü edilen düzenlemeler uyarınca, teminat istenilmesi ve ihtiyati haciz kararı alınabilmesi için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344 ve 359. maddelerinde sayılan hususlara ilişkin bir kamu alacağının salınması yolunda gereken işlemlere başlanılması yeterli görülerek, süreyle sınırlı olmaksızın ihtiyati haczin uygulanacağı kurala bağlandığından ve şirket borçlarından sorumlu olan kanuni temsilciler; aynı zamanda bu borçlardan ihtiyati haciz aşamasında da sorumlu tutulabileceklerinden, kamu alacağının borçlusu şirketin kanuni temsilcisi olduğunda ihtilaf bulunmayan davacı hakkında ihtiyati haciz kararı alınması açıklanan hukuki duruma aykırılık taşımamaktadır.
Bu bakımdan, Mahkemece, ihtiyati haciz koşullarının varlığı yönünden yapılacak incelemenin sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, kamu alacağının gerçek borçlusu şirket tüzel kişiliği hakkında uygulanabilecek olan ihtiyati haciz hükümlerinin bu aşamada kanuni temsilciler için uygulanamayacağı gerekçesiyle davaya konu ihtiyati haciz işleminin iptal edilmesinde ve bu karara yönelik istinaf başvurusunun reddedilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 20/05/2021 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
(X). KARŞI OY :
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan vergi dava dairesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle hukuka uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyize konu kararın onanması gerektiği oyu ile, Daire kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.