Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/957
Karar No: 2019/2922

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/957 Esas 2019/2922 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/957 E.  ,  2019/2922 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk mahkemesince verilen 19/04/2017 tarih ve 2016/79 e.- 2017/149 k. sayılı kararın ayrı ayrı davacı şirket vekili ve davalı kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne- reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. hukuk dairesi’nce verilen 29/11/2017 tarih ve 2017/1026-2017/1100 sayılı kararın yargıtayca incelenmesi davacılar ve davalı kurum vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacılar vekili, müvekkillerinin "KÜLTÜR" asıl unsurlu tescilli ve tescilsiz markalarının bulunduğunu, uzun yıllar süren kullanımları sonucu eğitim alanında "KÜLTÜR" ibaresini tanınmış hale getirdiklerini, davalı şirketin ise "İsviçre Kültür Kolejleri" ibaresinin tescili için diğer davalı kuruma başvuru yaptığını,... kod numarasını alan bu başvuruya müvekkillerince yapılan itirazın kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira ibare üzerindeki üstün ve gerçek hak sahipliğinin müvekkillerine ait bulunduğunu, başvurunun tescili halinde markalar arasında iltibas doğacağını, dava konusu ibarenin yanıltıcı olduğunu, bu ibarenin kullanılması için İsviçre Konsolosluğu"ndan özel izin alınmasının gerektiğini, yine bu ibarenin kullanılmasının MEB Özel Öğretim Kurumlan Yönetmeliğine aykırı bulunduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, ..."in 2016-M-525 sayılı kararının iptaline ve tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı TPMK vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı şirket vekili, davacının tanınmışlık iddiasının yerinde olmadığını, davacılara ait itiraza mesnet markalarda yer alan ibarelerin ayırt edici bulunmadıklarını, iltibas ihtimalinden söz edilemeyeceğini, kötü niyet iddiasının da yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı şirketin "İsviçre Kültür Kolejleri" ibareli marka başvurusu ile davacılardan ... Kültür Üniversitesinin 2006/26798 ve 2006/27297 sayılı "kültür üniversitesi", "... Kültür Üniversitesi" ibareli tescilli markaları arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, her iki tarafın markalarındaki "kültür" ibarelerinin asıl olduğu ve ön plana çıktığı, "İsviçre Kültür Kolejleri" ibaresinin ortalama düzeydeki tüketici nezdinde Kültür Üniversitesine yada ... Kültür Üniversitesine bağlı bir okul yada kolej olarak algılanabileceği, dolayısıyla davacı ... yönünden açılan davanın yerinde görüldüğü, diğer davacı şirkete ait markalarla dava konusu başvuru arasında ise iltibas ihtimalinin bulunmadığı, davalının marka başvurusunun, davacıların markalarının tanınmışlıklarından haksız yarar sağlayacağı, itibarlarına zarar vereceği veya ayırt edici karakterlerini zedeleyeceği hususlarının kanıtlanmadığı, başvuruya konu "KÜLTÜR" ibaresi üzerinde davacıların önceye dayalı hak sahibi oldukları, sınai mülkiyet hakkına sahip bulundukları ya da davalı şirketin kötü niyetli olduğu hususlarının da ispat edilmediği gerekçesiyle davacı ... yönünden açılan davanın kabulüne, ..."in 2016-M-525 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, davacı ... Hizmetleri AŞ yönünden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı ...ve davalı kurum vekillerince ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı şirket tarafından mesnet gösterilen markalarla başvuruya konu marka arasında ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verebilecek bir benzerlik bulunmadığı, davacı şirket markaları ile benzerlik taşımayan bir marka başvurusunun kötü niyetli olduğunun da kabul edilemeyeceği bu nedenle davacı şirket tarafından ileri sürülen tüm istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, diğer davacı Üniversiteye ait yine 2006/27297 ve 2006/26798 sayılı "KÜLTÜR" asıl unsurlu markalar ile dava konusu başvuru arasında 43. sınıfta yer alan hizmetler yönünden iltibas tehlikesinin doğduğu, bu nedenle davalı kurum vekilinin bu yönü hedefleyen istinaf itirazlarının yerinde olmadığı ancak, davacının itirazına mesnet markaların asli unsurunun "KÜLTÜR" ibaresinden oluştuğu, anılan ibare tescili istenilen 41. sınıf hizmetler yönünden doğrudan tanımlayıcı olmasa da ayırt edici gücünün zayıf olduğunun kabulü gerekeceği, dava konusu başvurunun ise "İsviçre Kültür Kolejleri" ibaresinden oluştuğu, asli unsurunun "KÜLTÜR" ibaresi tarafından temsil edildiği, bu nedenle markalar arasında anlamsal bir benzerlik bulunmakta ise de yardımcı unsurlar da gözetilerek bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvuru konusu ibare ile redde mesnet markalar arasında görsel ve işitsel bir benzerlik bulunmadığı, her ne kadar başvuru konusu ibare ile redde mesnet markalar arasında kısmi bir anlamsal benzerlik bulunmakta ise de, 41. sınıf hizmetlerin kullanıcılarının dikkatli ve seçici kişilerden oluştuğu da gözetildiğinde, aralarında görsel ve işitsel benzerlik bulunmayan başvuru ile redde mesnet markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığı, zira yukarıda belirtildiği üzere davacı tarafa ait markaların 41. sınıf hizmetler yönünden zayıf marka niteliğinde bulundukları, zayıf markaların koruma alanlarının ise daha dar olduğu, zayıf markalar söz konusu olduğunda küçük farklılıkların dahi tescil olunmak istenen markaya ayırt edicilik kazandırabileceği, somut uyuşmazlıkta da başvuru konusu ibareye yapılan eklerle davacı markalarından yeterince ayırt ediciliğin sağlandığı, aksinin kabulü halinde 41. sınıf hizmetler yönünden ayırt ediciliği düşük "kültür" ibaresinin davacının tekeline bırakılması gibi bir sonucun doğacağı, davacı tarafa ait markalarla başvuru konusu işaret arasında benzerlik bulunmadığından 556 sayılı KHK"nın 8/4. maddesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin somut olay bakımından tartışılmasına gerek olmadığı, yine davacı markaları ile benzerlik taşımayan bir marka başvurusunun kötü niyetli olduğunun da kabul edilemeyeceği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun ise kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle, davacı ...bakımından davanın reddine, davacı ... bakımından davanın kısmen kabulüne, davaya konu ... kararının 43. sınıfta yer alan hizmetler bakımından iptaline, başvuruya konu markanın hükümsüz kılınarak sicilden terkinine karar verilmiştir.
    Kararı davacılar ve davalı kurum vekilleri temyiz etmiştir. İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar va davalı kurum vekillerinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılar ve davalı kurumdan ayrı ayrı alınmasına, 15/04/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.








    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi