Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3888
Karar No: 2012/4474
Karar Tarihi: 26.03.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/3888 Esas 2012/4474 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi         2012/3888 E.  ,  2012/4474 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.09.2009 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10.02.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ve davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Davacı, davalılarla yapılan 05.06.2009 tarihli sözleşmeyle çekim ve prodüksiyon hizmeti işini yüklendiğini, çekimlerin 21.06.2009 tarihinde ... kanalında yayınlandığını, iş bedelinin 4.720,00 TL olarak kararlaştırıldığını, 120,00 TL’sinin ödendiğini, bedelin ödenmemesi üzerine icra takibine giriştiklerini, takibe itiraz edildiğini, icra takibine haksız itirazın iptalini ve %40 kötüniyet tazminatının davalılardan tahsilini istemiştir.
    Davalılar, sözleşmeyi 12.06.2009 tarihinde feshettiklerini, davalılardan ...’ün ... Ltd. Şti.’ne temsile yetkisinin bulunmadığını, şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, davalı gerçek kişi ...’ün de kendi adına sözleşme yapma iradesinin olmadığını, açılan davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, dava kısmen kabul edilmiş, 4.720,00 TL asıl alacak yönünden takibin devamına, bu miktara takip tarihinden tahsil tarihine kadar %25 ve değişen oranlarda faiz uygulanmasına, icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline, cezai şart ve işlemiş faiz istemlerinin reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalılar ve katılma yoluyla davacı temyiz etmiştir.
    1-05.06.2009 tarihli sözleşmeyi, ... Ltd. Şti. kaşesi altında davalılardan ...’ün imzaladığı görülmektedir. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden ise, sözleşmenin yapıldığı tarihte şirketi temsile ... ...’ün yetkili olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, 05.06.2009 tarihli sözleşme davalı şirketi bağlamaz. Ancak, bu sözleşme uyarınca sözleşmede şahsen imzası bulunan ... sorumludur. Ne var ki, 05.06.2009 tarihli sözleşmenin konusu çekim ve prodüksiyon hizmeti davacı tarafından verilmiş, çekim de... kanalında 21.06.2009 tarihinde yayınlanmıştır. Böylelikle, işin yapıldığı ve bedelinin de 4.720,00 TL olduğu hususunda tarafların bir çekişmesi kalmamıştır.
    Sözleşmede şirket kaşesi bulunan ... Ltd. Şti.’nin hukuki durumunun ne olduğu yönü üzerinde öncelikle durulmalıdır. Davalı ...’ün şirketi temsile yetkisi olması durumunda, hukuksal işlem temsilci tarafından yapılmış olunsa da hüküm ve sonuçlarının temsil olunan şirketi bağlayacağı kuşkusuzdur. Belirtildiği üzere, davacı sözleşmeyle yükümlendiği çekim ve prodüksiyon hizmetini vermiş, çekimler bir televizyon kanalında yayınlanmıştır. Bu anlatılanların sonucuna göre, davacının şirket yönünden de vekaletsiz iş gördüğü ortadadır. Çünkü, vekaletsiz hareket eden davacının davalılardan şirkete iş görme iradesi açıktır.
    Vekaletsiz iş görmede, temsil niyeti taşıyan kimse bu maksatla iş sahibinin yararına bir hizmet görür. Geçerli bir yasaklama bulunmadığı sürece de yapılan işin iş sahibinin yararına olduğu kural olarak kabul edilir. Bir kimsenin başkasının hukuk alanına kendi yararına müdahale etmesi mümkün olduğu gibi, iş sahibinin yararına da müdahalesi mümkündür. İlk durumda gerçek olmayan ya da caiz bulunmayan vekaletsiz iş görme; ikinci durumda ise gerçek ya da caiz olan vekaletsiz iş görme söz konusu olur. Caiz olan (gerçek) vekaletsiz iş görmede, iş gören halin icaplarının yapılmasını haklı gösterdiği zaruri ve faydalı masraflarının ödenmesini karşı taraftan isteyebilir (BK m.413 f.1). İş sahibi, iş görenin yaptığı ve halin icaplarının yapılmasını haklı gösterdiği zorunlu ve faydalı masrafları ödemek zorundadır. Ancak bu halde, iş gören yapmış olduğu masraf, girmiş olduğu borç hakimin takdir edeceği zarar kadar iş sahibinden alacaklı olduğu için, iş sahibinin sebepsiz zenginleşmesinden söz etmek mümkün değildir. Bundan başka, bir sözleşme gereğince yapıldığı takdirde ücret verilmesi mutad olan işlerde uygun bir ücret de ödenir.
    Yukarıda yazılanların sonucuna göre, her ne kadar sözleşme şirketi temsile yetkili kişi tarafından imzalanmamışsa da davacıya karşı, davalı şirket
    sözleşmeden kaynaklanan bir nedenle değil belirtilen kurallar çerçevesinde vekaletsiz iş görme hükümlerine göre sorumludur.
    Bu nedenlerle, sözleşmede kararlaştırılan bedel davalı şirketi bağlamayacağından ve davacı davalılardan şirketten vekaletsiz iş görme hükümlerine göre istemde bulunabileceğinden, gerek duyulursa bilirkişi incelemesi yaptırılmalı ve bu hükümler çerçevesinde davalının davacıdan isteyebileceği miktar bilirkişiye hesaplattırılmalı ve bu miktarın tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalı şirketten, diğer alacakların ise davalı gerçek kişiden sözleşme hükümlerine göre tahsilini teminen icra takibine itirazın iptaline karar verilmeli, icra inkar tazminatı da buna göre bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.Mahkemece, sözleşme davalı şirketi de bağlarmış gibi her iki davalı bakımından icra takibine itirazın iptaline karar verilmesi açıklanan nedenlerle doğru olmamıştır.
    Davalıların diğer temyiz itirazları yerinde değil ise de hüküm açıklanan nedenle davalılar yararına bozulmalıdır. 2-Davacının katılma yoluyla öne sürdüğü temyiz itirazlarına gelince;
    05.06.2009 tarihli sözleşmenin 2.maddesinde aynen “fatura her ne kadar kapalı olarak kesilmiş ise de faturaya konu bedel iş bu sözleşme ile belirtilen tarihte ve şekilde ödenecektir. İş bu sözleşmenin imza edilmesi ile yapımcı şirketin belirtilen vadede ücret alacağı doğmuş olup, ödenmeyen bedel için ihtara gerek kalmaksızın vade tarihinden itibaren faizi ve %30 cezai şart uygulanacaktır” hükmü mevcuttur. Bu hükümde yer alan cezai şarta ilişkin bölüm, Borçlar Kanununun 158. maddesinde düzenlenen seçimlik cezadır. Anılan yasa hükmünün ilk fıkrasına göre de, aksi sözleşmede kararlaştırılmadığı sürece alacaklı ya akdin icrasını (kararlaştırılan bedelin ödenmesini) veya cezanın tediyesini isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta davacı, kararlaştırılan bedelin ödenmesini talep ettiğinden ve aksi sözleşmede kararlaştırılmadığından mahkemece cezai şart alacağına ilişkin istemin reddi doğrudur. Ancak;
    Yine anılan sözleşmede, davalı gerçek kişi kararlaştırılan iş bedelinin 06.06.2009 tarihinde ödeneceğini kabul etmiştir. Bu hüküm, yukarıda açıklanan nedenlerle davalılardan şirketi bağlamasa da davalı gerçek kişiyi bağlayıcıdır. Borçlar Kanununun 101. maddesinin 2. fıkrası uyarınca da, borcun ifa edileceği gün ortaklaşa kararlaştırılmışsa da bu günün geçmesiyle borçlu temerrüde düşeceğinden davacı davalı gerçek kişiden 07.06.2009 tarihinden icra takibinin yapıldığı tarihe kadar ayrıca bir temerrüt ihtarı olmaksızın işlemiş faiz alacağını isteyebilir.
    Açıklanan nedenle de mahkemenin işlemiş faize ilişkin davacı istemini reddetmesi doğru olmamıştır.
    Karar, bu sebeple de davacı yararına bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1).bentte açıklanan nedenlerle davalılar, (2).bent uyarınca da davacı yararına BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıran taraflara iadesine, 26.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi