17. Hukuk Dairesi 2014/7879 E. , 2014/9530 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki Yargılamanın İadesi davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresinden sonra davacı tarafından temyizi üzerine mahkemece 14.02.2014 tarihli ek karar ile davacının temyiz talebinin süre yönünden reddine karar verilmiş; bu ek kararda davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı, davalıya ait araçla, kendisinin yönetimindeki araç arasında meydana gelen trafik kazasında aracının pert olduğunu, araç içinde bulunan yakınlarının yaralandığını, kaza tespit tutanağında kusurun belirlenemediğini, davalının mahkemenin 2009/87 Esas sayılı dosyasında kendisi ve araç işleteni aleyhinde aracındaki hasarın tazmini için dava açtığını, mahkemenin aynı olayla ilgili olarak asliye ceza mahkemesinde sanık davalı hakkında açılan dosyadaki belgelerin tamamını getirmeden kendisini 5/8 oranında kusurlu kabul ederek, tazminatla sorumlu tuttuğunu bu kararın derecattan geçerek kesinleştiğini, kararı ile davalı sanığın %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini ve bu kusura göre mahkumiyet kararı verildiğini, bu hükmünde sanık müdafiinin temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesince onandığını, belirterek yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulü ile davalı tarafından daha önce açılıp karara bağlanan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
Davalı ... vekili, yargılamanın yenilenmesi şartlarının (sebebinin) bulunmadığını, yargılamanın yenilenmesi için karara esas alınan hükmün kesinleşmiş bir başka hükümle ortadan kalmış olmasının gerektiğini, önceki yargılamada ceza dosyasındaki maddi delillerin getirtildiğini ve ceza dosyasının sonucunun beklenmediğini, derecattan geçerek kesinleştiğini, hukuk hakiminin ceza mahkemesi kararı
ile bağlı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yargılamanın iadesi sebebi bulunmadığından talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiş; mahkemece 14.02.2014 tarihli ek karar ile davacının temyiz talebinin süre yönünden reddine karar verilmiş; bu ek kararda davacı tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK"nun 76/1 maddesi hükmü gereğince "Avukat, açtığı veya takip ettiği dava ve işlerde, noter tarafından onaylanan ya da düzenlenen vekaletname aslını veya avukat tarafından onaylanmış aslına uygun örneğini, dava yahut takip dosyasına konulmak üzere ibraz etmek zorundadır." Usulüne uygun olarak açılmış ve yargılaması yürütülmekte olan bir davayı vekil sıfatı ile takip etmek isteyen kişi, vekaletnamesinin var olduğunu bildirse bile, vekalet aslını veya onaylı örneğini mahkemeye vermeden (dosyasına ibraz etmeden) devam eden yargılama ile ilgili hiçbir işlem ve görev yapamaz, vekil sıfatıyla oturuma da kabul olunmaz. Her dava dosyası için ayrı ayrı vekaletname aslının yada onaylı suretinin ibrazı zorunludur. Gecikmesinde zarar doğabilecek haller dışında, mahkemece, vekile vekaletnamesini vermesi için bir süre de verilemez ve bunun için duruşmada bir başka güne ertelenemez.
Somut olayda davacı asıl (yargılamanın iadesine konu diğer davanın davalısı) ... tarafından yargılamanın yenilenmesi hususunda dava açılmış, yargılama devam ederken ... vekili olduğunu beyan eden Av. ... 10.10.2013 tarihli duruşmaya gelerek; yargılamanın yenilenmesini talep etmiştir. Av...., vekaletname aslını ya da onaylı örneğini bu dosyaya ibraz etmediği gibi, vekilliği hakkında karar da verilmemiştir. Av. ... bir daha duruşmalara da katılmamıştır. Dolayısıyla karar başlığında vekil olarak gösterilmediği gibi kararda davacı asıla tebliğ edilmiştir. Davacı asıl, süresini geçirdikten sonra verdiği temyiz dilekçesinde esasa ilişkin temyiz itirazında bulunmuş; mahkemece, 14.02.2014 tarihli ek kararla temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmiş; Bu kararın, davacıya tebliği üzerine (04.03.2014 tarihinde) davacı asıl 10.03.2014 tarihli ek kararı temyiz dilekçesinde; 10.10.2013 tarihli duruşmaya vekili Av...."ın girdiğini, gerekçeli kararın vekiline tebliğ edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Bunun üzerine adı geçen vekile 10.03.2014 tarihinde karar tebliğ edilmiştir.
Ancak yukarıda belirtilen açıklamalara göre, Av. ..."ın bu davada davacı ... vekili olduğu kabul
edilemez. Bu nedenle davacı asıla yapılan karar tebliği usule uygundur.
Yerel mahkeme hükmü davacı ..."e 23.01.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi 6100 sayılı HMK"nın geçici 3.maddesi delaletiyle mülga 1086 sayılı HUMK"nun 432.maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 14.02.2014 tarihinde temyiz defterine kaydedilmiş ve harç yatırılmıştır.
Bu nedenle mahkemece verilen temyiz süresi geçirildiğinden, temyiz dilekçesinin reddine dair 14.02.2014 tarihli ek karar doğru olup usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı ..."in ek kararı temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ..."in temyiz dilekçesinin (isteminin) reddine, usul ve yasaya uygun bulunan 14.02.2014 tarihli ek kararın ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı onama harcının peşin harca mahsubuna 12.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.