15. Hukuk Dairesi 2016/3753 E. , 2017/3312 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan imalâtın ayıplı olması nedeniyle menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir. Davacı iş sahibi davalı ise yüklenicidir. Davacı vekili; taraflar arasında 240 cm ve 185 cm ebatlarında iki adet özel silindir üretilmesi hususunda 91.450,00 TL bedelle anlaşma sağlandığını, sözleşme gereği 50.450,00 TL davalı şirkete ödenmiş, 41.000,00 TL de Halk Bankası ... Şubesi"ne ait 23.11.2013 tarihli 20.500,00 TL bedelli ve 14.12.2013 tarihli 20.500,00 TL bedelli iki adet çek verildiğini, davalı şirket tarafından üretilen silindir makinelerinin ayıplı çıkması üzerine derhal davalı şirkete ihbar edildiğini, arızanın giderileceğinin taahhüt edilmiş olmasına rağmen arızanın giderilemediğini, 185 cm silindir makinesinin davalı tarafça iade alındığını, diğer makinenin de iade alınacağı söylenmesine rağmen bugüne kadar iade alınmadığını, davalı şirkete teslim edilen ayıplı ürüne ilişkin bedel ile sözleşmeye dayalı yapılan diğer ödemelerin davalı tarafından müvekkiline talep edilmesine rağmen ödenmediğini, kalan diğer arızalı makinenin müvekkili iş yerinde atıl durumda bekletildiğini, alınan ürünlerin ayıplı çıkması nedeni ile müvekkilinin zarar gördüğünü, ayrıca verilen çeklerin geçersiz çekler olduğunu, şirket yönetim kurulundan 3 kişinin imzasını taşıması gerektiğini, geçerli çek vasfında
olmadığından çeklerin iptâli gerektiğini belirterek öncelikle çekler üzerine ödeme yasağı konulmasına, çeklerden dolayı müvekkilinin davacıya borçlu olmadığının tespitine, ayıplı mallara ilişkin sözleşmenin feshi nedeni ile yapılan 50.450,00 TL ödemenin de ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı vekili; öncelikle davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemenin ... Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, dava dilekçesinde ileri sürülen hususların gerçek dışı olduğunu, sözleşme gereği 91.450,00 TL"nin 20.000,00 TL"si nakit havale şeklinde, kalan 71.450,00 TL"lik kısmının da 4 adet çek verilerek bu çeklerden de ilk ikisinin çek keşidecisi tarafından ödendiğini, çeklerde yetkili imzaların bulunmadığına dair itirazların yersiz olduğunu, böyle bir itiraz olması halinde ilk iki çekin de ödenmemesi gerektiğini, ilk iki çek ödenip kalan iki çekin ödenmemesi davacının kötüniyetli olduğunu ortaya koyduğunu, ayıplı mal iddiasının yersiz olduğunu, imalâtların seri imalât olmadığını, sözleşmeye uygun olarak özel imalât şeklinde yapıldığını, davacının bu silindirlerden 185 cm"lik olanının kollarının uzatılmasını talep etmesi üzerine silindirin kolları bedelsiz olarak uzatıldığını ve kollar uzatıldıktan sonra 19.11.2013 tarihinde davacı şirket kendi kargosu ile ... plakalı araç ile bu silindiri aldırdığını, herhangi bir iade faturasının mevcut olmadığını, davacının her iki silindir ile ilgili ayıp iddiasının suiniyetli olduğunu çeklerin ödenmemesi gayesine matuf olduğunu, ayrıca davacının gönderdiği maillerle sözleşmede olmamasına rağmen şase yapılmasını teklif ederek, şase yapıldığı takdirde helalleşileceğinden bahsettiğini, haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle dava konusu imalâtların ayıplı olduğu ve eserin reddini gerektirdiği bilirkişi raporu ile sabit olduğuna göre sözkonusu malların davalı yükleniciye talebi halinde iade edilmesinin tabi bulunmasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece dava konusu edilen toplam 41.000,00 TL bedelli iki adet çek açısından bu çeklerin davalı tarafından üçüncü kişi olan factoring şirketine ödendiğinden bahisle red kararı verilmiş olup, davacının bu çeklerden dolayı da davalıya borçlu olmadığı anlaşıldığına göre verilen red kararı doğru olmamıştır. Bu çeklerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığı dosya kapsamına göre sabit olup, kesin hüküm oluşturacak şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmamış, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
3-Bozma sebebine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 3. bent uyarınca davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1.480,00 TL
duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2.561,75 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 05.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.