1. Hukuk Dairesi 2018/5344 E. , 2020/4121 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-ALACAK
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil- alacak davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bedel isteğine ilişkindir.
Davacı, 5 nolu bağımsız bölümü eşi olan davalı adına satın aldığını, davalının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, bağıştan dönme şartlarının oluştuğunu belirterek tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde taşınmazın dava tarihindeki değerinin tahsilini istemiş, yargılama sırasında ölümüyle davayı mirasçıları takip etmiştir.
Davalı, taşınmazı davacının kısmi katkısı ile aldığını, bağışlamanın bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemenin görevsizliğine ilişkin olarak verilen karar Yargıtay 8. Hukuk Dairesince, davaya Asliye Hukuk Mahkemesi"nde bakılması gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece, davaya konu taşınmazın evliliğin gerçekleşmesi amacıyla davacı tarafından, davalı adına bağış suretiyle temlik alındığı, fakat davalının, kesinleşmiş mahkeme ilamıyla da sabit olduğu üzere evlilik birliği içerisindeki sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, böylelikle bağıştan rücu şartının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden, çekişme konusu 981 ada 5 parseldeki 5 nolu bağımsız bölüm dava dışı ..."a aitken, 07.03.2006 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik edildiği, eldeki davanın taraflarının 06.03.2006 tarihinde evlenip 28.03.2013 tarihinde boşandıkları anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürürlü (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu"nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK. nin 244/3. TBK. nin 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir.
Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren BK. nin 246. TBK. nin 297. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur.
Öte yandan, Türk Medeni Kanununun 706., Türk Borçlar Kanununun 237. ve 2644 sayılı Tapulama Kanununun 26. maddeleri hükmü uyarınca, tapuda kayıtlı olan bir taşınmazın mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelere, resmi olarak yapılmadıkça değer verilemez.
Somut olaya gelince, davacı tarafından davalıya bağış suretiyle intikal eden taşınmaz bulunmadığı, kaldı ki davacının taşınmazın bedelini ödediğini ispat edemediği, ödemiş olsa bile iptal-tescil oluşturmayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.