Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3553
Karar No: 2012/4456
Karar Tarihi: 26.03.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/3553 Esas 2012/4456 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi         2012/3553 E.  ,  2012/4456 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    .

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.03.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Dava, davacının maliki olduğu 574 parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlantısı olmadığını belirtilerek davalılara ait taşınmazlardan geçit hakkı tesisi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davacının 2000 parsel sayılı taşınmazların maliki aleyhine açtığı davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm davalı hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Geçit hakkı kurulması davalarında amaç, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazların yolla bağlantısının sağlanmasıdır. Bundan dolayı, geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan parsel kesintisiz olarak genel yola bağlanmalıdır. Buna uygulamada “kesintisizlik ilkesi” denilir. Öncelikle belirtilmelidir ki, mahkemece kurulan geçitte bu ilke zedelenmiş, davacının 574 parsel sayılı taşınmazı, güneyinde bulunan dere sebebiyle genel yola kesintili olarak bağlanmıştır. Diğer taraftan, dereler Türk Medeni Kanununun 715.maddesinde belirtilen devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdendir. Bu özelliği sebebi ile kamu malı niteliğinde olduğundan kişi yararına özgülenemez.
    Nitekim bu hususa 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/C maddesinde de değinilmiş, bu gibi yerlerin tescil ve sınırlandırmaya tabi olmadığı hükmü getirilmiştir. Kısaca, mahkemenin seçtiği güzergah geçit için uygun değildir.
    Türk Medeni Kanununun 747.maddesine dayalı bu tür davalarda geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Denilebilir ki, geçit davalarında davacı yanın dava konusu üzerinde tam bir tasarruf yetkisi yoktur. O halde, davacının geçit ihtiyacı kesintisizlik ilkesine uygun olarak dosya içerisindeki mevcut pafta örneğine göre civardaki başkaca genel yollara ulaşabilecek alternatifler araştırılarak bu alternatifler belirlendikten sonra geçit güzergahındaki taşınmaz malikleri tapu kayıtlarından belirlenerek haklarında açılan davalar birleştirilmek suretiyle birlikte incelenerek sonucuna göre karar verilmelidir.
    Mahkemece, eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın yazılı olduğu şekilde ve kesintisizlik ilkesine aykırı güzergahtan kabulü doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 26.03.2012 gününde oyçokluğuyla karar verildi.


    KARŞI OY

    Davacı, 574 parsel sayılı taşınmazı yararına, tapuda davalılar adına kayıtlı parsellerden geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne, 574 sayılı parsel yararına, tapuda Hazine adına kayıtlı 2000 parsel sayılı taşınmazın güneyinden, bilirkişi rapor ve krokisinde gösterilen 3 no’lu güzergah üzerinden geçit tesisine karar verilmiştir.
    Davalı vekilinin temyizi üzerine karar Dairemizin çoğunluğu tarafından; mahkemece kurulan geçit güzergahı üzerinde dere bulunması nedeniyle bu şekilde geçit kurulmasının kesintisizlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
    Dairemizin çoğunluğu ile aramızdaki uyuşmazlık; davacının 574 sayılı parsel yararına, aradaki dere üzerinden geçecek şekilde, doğusundaki 2000 sayılı parsel üzerinden genel yola ulaşacak şekilde geçit kurulmasının mümkün olup olmadığı, belirtilen yerden geçit kurulması halinde geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesinin ihlal edilip edilmeyeceği hususlarına ilişkindir.
    Kesintisizlik ilkesini öncelikle; yarına geçit kurulması istenen taşınmaz ile bağlantı kurulması istenen genel yol arasındaki geçit güzergahında çok sayıda taşınmaz mevcut olması halinde bu taşınmazların bir veya birkaçından geçit kurulmaması, tapu siciline yapılan kayıt itibariyle de genel yola ulaşımın tam olarak sağlanamaması olarak nitelendirmek gerekir.
    Diğer taraftan, ülkemizdeki arazilerde dere, çay vs. gibi doğal olarak akan su kaynaklarının yanında arazilerin sulanabilmesi için insan eliyle açılan ark, hendek, sulama kanalı, drenaj kanalları gibi çok sayıda yapay sulama amaçlı su yolları da bulunmaktadır. Dere dışındakiler eldeki davanın konusu olmamakla birlikte çekişme bir ilkeye taalluk ettiğinden, kesintisizlik ilkesini değerlendirirken gerek doğal gerekse yapay tüm bu su yolları üzerinden geçit kurulup kurulamayacağı hususu da birlikte değerlendirilmelidir. Örneğin, geçit kurulması gereken güzergah üzerinde 30 cm genişlikte bir ark, 1 m. genişlikte bir hendek veya 2 m. genişlikte bir su kanalı mevcut olduğu takdirde yine kesintisizlik ilkesinin ihlal edilmiş olacağı gerekçesiyle geçit kurulamayacağına mı hükmedilecektir? Bu tür su yolu geçişlerinin dosya içerisindeki 20.09.2010 tarihli inşaat mühendisi bilirkişi Yusuf Bozdoğan’ın raporunda belirtildiği gibi suyun doğal akışını hiçbir şekilde etkilemeyecek hazır olarak satılan çeşitli ebatlardaki basit betonarme bir “büz” ile dahi sağlanması mümkündür. Çünkü Doğal olarak üzerinde su yolu bulunmayan arazi olmaz, sulama yapılmadığı takdirde arazilerde tarım yapılamaz. Çoğunluk görüşünde bu hususlarda bir değerlendirme yapılmamıştır.
    Bu sebeple uygulamada böyle durumlarda Dairemizce geçit güzergahı üzerinde su yolu ile karşılaşıldığında “geçit isteyen davacının bu su yolu üzerinden kendi imkanları ile köprü kurmak suretiyle geçebileceği, geçit talebinde bulunurken zaten bu durumu kabullendiği farzedilerek” bu durumun kesintisizlik ilkesini zedelemediği öngörülmektedir.
    Ayrıca temyize konu kararda; dere ile ilgili olarak herhangi bir hüküm kurulmadığı gibi, dere kimse yararına özgülenmiş değildir. Dolayısıyla, mahkemece kurulan geçit ile geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi ihlal edilmiş değildir. Sadece taşınmazı yararına geçit kurulan davacının da başkaları gibi bu dere üzerinden köprü yapmak suretiyle ulaşım sağlayabileceği öngörülmüştür. Aşkın kullanım söz konusu olduğu takdirde zarar gören ilgili kişi veya kurumlarca geçit sahibi aleyhine her zaman hukuki yollara başvurulabileceği de aşikardır.
    Dairemizin uzun yıllardır devam eden yerleşik uygulaması da bu doğrultudadır. Emsal kararlarda; “….dere üzerine masraflarını karşılayarak köprü yapmayı kabul ettiğine göre bu seçenek üzerinden değerlendirme yapılarak geçit tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulası doğru görülmemiştir (HGK 09.06.l999 1999/14-490-499)” denilmek suretiyle dere üzerinden geçit kurulabileceği Yargıtay HGK’nun denetiminden de geçmek suretiyle kabul edilmiştir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı, dere üzerine masraflarını kendisi karşılayarak köprü yapmayı kabul ettiğine göre bu şekilde geçit kurulması halinde kesintisizlik ilkesinin ihlal edilmiş olmayacağı, yerel mahkemenin 574 sayılı parsel yararına, doğudaki 2000 sayılı parsel üzerinden genel yola ulaşımı sağlayacak şekilde geçit kurulmasına ilişkin kararının yerinde olduğu düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi