Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/3732 Esas 2012/4444 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3732
Karar No: 2012/4444
Karar Tarihi: 26.03.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/3732 Esas 2012/4444 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi         2012/3732 E.  ,  2012/4444 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.05.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 07.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma talebinin masraf yatırılmadığından reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı taşkın yapı sebebiyle temliken tescil istemine ilişkindir.
    Kayıt maliki Hüseyin mirasçılarından ..., kesin hüküm bulunduğunu, davacının iyiniyetli olmadığını, açılan davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, kesin hükmün varlığı sebebiyle dava reddedilmiştir.
    Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
    Gerçekten, aynı yer mahkemesinin 2004/531 esasında kayıtlı dava dosyasından, 2556 sayılı parsel maliki Hüseyin mirasçılarından ...’in davalı aleyhine çaplı taşınmaza haksız elatmanın önlenmesi istemiyle dava açtığı, bu davanın lehine sonuçlandığı, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği görülmektedir.
    Eldeki davada ise davacı, farklı bir hukuki sebebe dayanarak temliken tescil isteminde bulunmuştur.
    6100 sayılı HMK’nun 303. maddesine göre, bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
    Somut olaya gelince;
    Eldeki dava ile önceki davada dayanılan hukuki sebeplerin farklı oldukları, keza ilk davanın hüküm fıkrası ile bu davaya ait talep sonucunun aynı olmadığı açık-seçiktir. Başka bir ifadeyle, orta yerde kesin hüküm olgusu mevcut değildir.
    Mahkemece, taraflar arasındaki çekişmenin esası incelenerek bir hüküm kurulması yerine, kesin hükümden söz edilerek davanın reddi doğru olmadığından, karar bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.