7. Hukuk Dairesi 2014/17722 E. , 2015/656 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Şanlıurfa 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 01/07/2014
Numarası : 2013/675-2014/458
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2)Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, fazla mesai yaptığını, tatil günlerinde çalıştığını, yıllık izin kullanmadığını iddia ederek hizmet tespiti ile birlikte kıdem tazminatı ve bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece istek kısmen hüküm altına alınmış, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 05.06.2013 tarihli ilamı ile özetle, “...İş ve İşçi Bulma Kurumuna müzekkere yazılarak davacının Kuzey Irak’a hangi şirket tarafından götürüldüğü sorularak varsa iş sözleşmesi örneğinin getirtilmesi, davalı şirket ile dava dışı şirketin ortaklarının merkez ve şube adreslerinin Ticaret Sicil Memurluğundan sorulması gerekirse tüm tanıkların yeniden dinlenerek bu iki şirket arasında organik bağ bulunup bulunmadığı belirlenip sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik incelemeyle hüküm kurulması hatalıdır.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkeme bozma kararına uymuş, bozma ilamı doğrultusunda gerekli araştırmayı yapmış ve yeniden isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda, davacı aylık 1.200,00 USD ücret aldığını iddia etmiş, davalı ise 550,00 USD ücretle çalıştığını savunmuştur. İşverence ibraz edilen imzasız ücret bordrolarında, davacıya fesih tarihinde asgari ücret tahakkuk ettirildiği görülmüştür. Yurt dışı hizmet akdinde ise, davacının ücreti 550,00 USD olarak belirtilmiştir. İşveren aleyhine davaları bulunan davacı tanıkları, davacının en son aylık 1.100,00 USD ücret aldığını beyan etmişlerdir. Dinlenen davalı tanığı ise, davacının asgari ücretle çalıştığını ifade etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanıklarının beyanlarına göre, davacının 1.100,00 USD ücret aldığı kabul edilerek dava konusu alacaklar hesaplanmış ise de, usulünce emsal ücret araştırması yapılmadan sırf soyut tanık beyanlarına itibarla davacının ücretinin 1.100,00 USD kabul edilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece, yukarıda açıklanan şekilde emsal ücret araştırması yapılarak sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacının ücretinin belirlenmeli, buna göre işçilik alacakları gerekirse yeniden hesap ettirilmeli ve bir karar verilmelidir.
3-Brüt olarak hesap edilen alacakların hüküm altına alınmasına rağmen, alacakların brüt olduğunun ve yasal kesintilerin infaz sırasında nazara alınması hususlarının karar yerinde gösterilmemesi de ayrı bir bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 27.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.