Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3951
Karar No: 2019/3604
Karar Tarihi: 18.04.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/3951 Esas 2019/3604 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2018/3951 E.  ,  2019/3604 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.08.2011 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun 13/j maddesi gereğince Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.04.2019 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
    K A R Ş I O Y
    Dava, kadastro öncesi satış vaadi sözleşmesine tapu iptal ve tescil davasıdır.
    Satış vaadi sözleşmesinden sonra yörede yapılan kadastro çalışmaları sırasında sözleşme konusu parsel vaat borçlusu adına tespit edilmiş ise de Hazine tarafından açılan davanın tespite itiraz davası üzerine tespit malikinin ölü olduğu ve geriye mirasçı bırakmadığından mirasının Devlete ait olduğu gerekçesiyle taşınmaz Hazine adına hükmen tescil edilmiştir.
    Tescil hükmünün kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 10 yıllık sürenin geçtiği tartışmasızdır.
    Bilindiği gibi, kadastro ve tapulama işlemlerinin sona ermesinden sonra ortaya çıkan uyuşmazlıkların dava yolu ile giderilmesi olanağı vardır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun getirdiği itiraz ve dava açma sürelerini kadastro işlemi kesinleşmeden kullanmamış ya da kullanamamış olan hak sahiplerinin hakları, kadastroya dayanılarak oluşturulan tapu sicili ve sicile yapılan tescil nedeniyle hemen ortadan kalkmaz. Her ne kadar kesinleşen kadastro hak sahibi olarak tespit edilen kimse yararına bir hak karinesi oluştursa da bu karinenin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık süre içerisinde açılacak dava ile çürütülmesi mümkündür.
    Anılan Kanunun 12/3 maddesi gereğince "bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki sebeplere dayanılarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz."
    Belirtmek gerekir ki, 10 yıllık süre içerisinde açılacak davada davacının mutlaka kadastro tespitinden önceki hukuki sebeplere dayanması zorunludur.
    Somut olayda da davacı kadastro öncesi sebeplere dayanmış ancak yerel mahkeme ve özel daire, tespit malikinin mirasçılarının olduğunu ve hazinenin yasal mirasçı olmadığından hak düşürücü sürenin uygulanamayacağına hükmetmişlerdir. Oysa ki, kamu malları iddiasıyla açılan davalar dışında 10 yıllık hak düşürücü sürenin istisnası bulunmamaktadır. Getirilen süre, tasfiye amaçlı olup herkes için uygulanması kamu düzenini gerektiren bir kuraldır. Davacıların iddiası satış vaadine dayalı olup tespit ve tescilin kimin adına yapıldığının davacılar yönünden bir önemi yoktur. Mahkeme ve dairenin dayandığı gerekçe tespit maliki ile tescil maliki Hazine arasında görülecek bir uyuşmazlıkta tartışılabilirdi. Tespit maliki veya mirasçılarının dahi ileri süremeyecekleri hakkı, şahsi hak sahibi olan davacının ileri sürmesi kabul edilemez.
    Bu nedenlerle, 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesi uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan, davanın kabulüne ilişkin yerel mahkeme hükmünün onamasına ilişkin sayın çoğunluğun kararına katılamıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi