19. Hukuk Dairesi 2018/3239 E. , 2020/470 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının usul bozmasına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı temlik alan vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan, onların yokluğunda duruşmaya başlanarak incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalılar aleyhine genel kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, icra takibinde esas borca ilişkin hiçbir itiraz ileri sürülmediğini, reeskont işlemlerinde uygulanan faiz oranlarının daha düşük olduğu belirtildiği halde hangi tür ve hangi oranda faizin uygulanması gerektiğinin açıklanmadığını, takip dayanağı sözleşmeyi incelemeden gerek imzalar gerek faiz oranları gerekse yetkiye ilişkin herhangi bir itirazı net biçimde ileri süremediklerini, davacının icra müdürlüğünün işlemlerine karşı şikâyet yolu ile icra hukuk mahkemesine başvurarak takibin devamı yönünde karar alması gerekirken hukuki yararı olmadığı halde bu davayı açtığını, esas borca herhangi bir itirazın olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı koşullarının oluşmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı yanın itirazının asıl alacağı kapsamadığı, itirazın faiz ile ferilerine ilişkin olduğu, faiz yönünden uygulanan cari faiz oranının esas alınacağı, bunun da mevcut sözleşmeye ve bilirkişi raporuna göre yılık %15,24 olduğu, temerrüt faizinin bunun iki katı uygulanması halinde ancak yıllık %30,48 olacağı, alacaklının takipte faiz ve BSMV tutarı olarak toplam 287.547,70 TL talepte bulunduğu, mahkemece saptanan faiz ve BSMV toplamının ise 100.816 TL olduğu, takipte alacaklı yanca fazla talep edilen 186.731,70 TL nin %20"si oranında alacaklı yanın kötüniyet tazminatına, işlemiş faize tümden itiraz edilmiş olmakla BSMV ile birlikte toplam 100.816 TL"nin % 20"si oranında davalı yanın icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği ancak, hükmün 5. maddesinde bu miktarların sehven yanlış yazılmış olduğu, davacı ve davalı yanında tamamen ters yazıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 2014/8120 esas ve 2014/11782 karar sayılı ve 26.06.2014 tarihli bozma ilamı ile hüküm ve gerekçe arasında çelişki olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece usul bozmasına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davalı yanın itirazının asıl alacağı kapsamadığı, itirazın faiz ile ferilerine ilişkin olduğu, faiz yönünden uygulanan cari faiz oranının esas alınacağı, bunun da mevcut sözleşmeye ve bilirkişi raporuna göre yılık %15,24 olduğu, temerrüt faizinin bunun iki katı uygulanması halinde ancak yıllık %30,48 olacağı, alacaklının takipte faiz ve BSMV tutarı olarak toplam 287.547,70 TL talepte bulunduğu, mahkemece saptanan faiz ve BSMV toplamının ise 100.816 TL olduğu, takipte alacaklı yanca fazla talep edilen 186.731,70 TL"nin %20 si oranında alacaklı yanın kötüniyet tazminatına, işlemiş faize tümden itiraz edilmiş olmakla BSMV ile birlikte toplam 100.816 TL"nin %20"si oranında davalı yanın icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, toplam 9.263.773,62 TL üzerinden takip yapılmasına, takipten sonra asıl alacağa yıllık %30,48 temerrüt faizi ve bunun %5 BSMV"si uygulanmak suretiyle takibin devamına karar verilmiş, hüküm temlik alan davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle dava konusu alacağı davacıdan temlik alan şirketin, karar başlığında davacı olarak gösterilmemesinin her zaman düzeltilebilecek maddi hata kapsamında olmasına göre temlik alan davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, fazla yatırılan peşin harcın istek halinde temyiz eden temlik alan davacıya iadesine, 13.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.