9. Hukuk Dairesi 2010/48578 E. , 2013/10135 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, ikramiye, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının iş aktinin davalı tarafından haksız ve kötüniyetle, seçimlerden sonra siyasi nedenler ile feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ikramiye ve kötüniyet tazminatı alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığı, iş aktinin haklı nedenle davalı tarafından sona erdirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre 2009 yılında yapılan yerel seçimler sonrasında Belediye Başkanı"nın değiştiği, bunun üzerine Belediye Başkanı"nın seçimlerde kendisini desteklemeyen işçileri siyasi nedenlerle işten çıkardığı, davalı belediyenin Mahkeme"ye hitaben müzekkerede davacının işten çıkarıldıktan işçi alınmadığını ancak 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu"na göre hizmet alımı yapıldığını bildirdiği, bu durumda davalı ..."nin hizmet alımı yoluyla davacının işten çıkarılması sonucunda doğan boşluğu doldurmaya çalıştığı, davacının işten çıkarılma sebebinin maddi zorluklar değil siyasi nedenler olduğu, ancak davalı ... kayıtlarında personel sayısının 30 işçinin altında olduğu, bu nedenle iş güvencesi hükümlerinden yararlanamadığı, davacının işe iade talebinde bulunamayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Hükme esas bilirkişi raporundan ilave tediye (yasal ikramiye) alacağının nasıl hesaplandığının anlaşılamadığı, raporun denetime açık olmadığı görülmekle yeniden denetime elverişli bilirkişi raporu alınması gerekirken bahsi geçen bilirkişi raporunun esas alınması hatalıdır.
3- Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkide kötüniyet tazminatının koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi Medenî Kanunun 2 nci maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir.
Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 sayılı İş Kanununun 17 nci maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir.
Kötüniyet tazminatına hak kazanma koşulları ve tazminat miktarının hesaplanması açısından, 4857 sayılı Yasada önemli değişiklikler öngörülmüştür. Yasanın 17 nci maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
1475 sayılı Yasada, “işçinin sendikaya üye olması, şikâyete başvurması” gibi sebepler ileri sürülerek iş sözleşmesinin sonlandırılması, kötüniyetin varlığı açısından örnekseme biçiminde sayıldığı halde, 4857 sayılı Yasada genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, aleyhine dava açması veya tanıklık yapması nedenlerine bağlı fesihlerin kötüniyete dayandığı kabul edilmelidir.
Tazminat miktarının belirlenmesi de Yasa ile açıklığa kavuşturulmuş, “kötüniyet tazminatının” ihbar önellerine ait ücretin üç katı tutarında olacağı belirtilmiş ve ayrıca ihbar tazminatının da ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
Yasanın 17 nci maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötüniyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır (Yargıtay 9.HD. 12.6.2008 gün 2007/21422 E, 2008/ 15336 K).
Somut olayda, iş aktinin işverence kötü niyetli olarak sona erdirildiği iddiasının davacı tarafından ispatlanması gerekir.
Yerel Mahkemece tanık beyanlarına dayalı olarak sonuca gidilmişse de, tanıklardan ..."in davalı aleyhine açtığı dava bulunduğu, diğer tanığın ise Belediye Encümen Üyesi olup, bir kısım işlerin hizmet alım yolu ile karşılanmaya başlandığı yolunda bilgi verdiği, ayrıca, seçimlerden sonra siyasi nedenler ile işten çıkarıldığını bildirdiği fakat, tek başına bu yöndeki beyanın kişisel yorumdan kaynaklandığı, dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde kötü niyetli fesih olgusunun somut deliller ile kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, kötüniyet tazminatı talebinin reddi yerine kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.