Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinin kesinleşmesinden sonra, borçlunun, alacaklının kendisine verdiğini iddia ettiği 29/07/2005 tarihli adi nitelikte düzenlenmiş ibranameye istinaden İİK"nun 71. maddesi uyarınca itfa nedeniyle takibin iptalini talep ettiği görülmektedir.
İİK"nun 71/2. maddesi hükmü aynen; "Borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer"ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir." hükmünü içermektedir.
Somut olayda borçlunun istemine dayanak yaptığı belge, yukarıda açıklanan kanun maddesinde sayılan imzası ikrar edilen ve takip konusu bonoya ve icra dosyasına atıfta bulunarak borcun olmadığı (borçlunun borçtan ibra edildiği) ifadelerini içeren itfa belgesi niteliğindedir.
O halde mahkemece, belgenin İİK"nun 71. maddesinde belirtilen nitelikte bulunduğu nazara alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, belgeyi alacaklının zorla imzaladığından bahisle itirazın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23/11/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.