Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/5680
Karar No: 2013/10120
Karar Tarihi: 26.03.2013

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2013/5680 Esas 2013/10120 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2013/5680 E.  ,  2013/10120 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    Davacı ... ile davalı ... AŞ arasındaki alacak davasına ilişkin ... 1. İş Mahkemesince hüküm altına alınan miktarın temiz sınırının altında kalması sebebiyle davalının temyiz itirazları yerel mahkemece ek kararla reddedilmiş, sözü edilen ek kararın temyizi üzerine hüküm, Dairemizin 10.10.2011 gün ve 2011/ 43290 E, 2011/ 36036 K sayılı kararıyla onanmıştır.
    Davalı vekilinin dilekçesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.12.2012 gün ve 2012/ 303860 sayılı tebliğnamesi ile toplu iş sözleşmesi hükmünün 6772 sayılı yasa hükümlerine aykırı olduğu, ücretsiz izin günleri için ilave tediye istenemeyeceği ve 2010 yılı için 31 günlük ilave tediye ödenmesine rağmen hesaplamada dikkate alınmadığı gerekçesiyle kanun yararına bozma talebinde bulunulmuştur. Kanun yararına bozma talep dilekçesi ve dosyadaki tüm belgeler okunup Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı işçi, iş sözleşmesinin davalı işverence 31/01/2010 tarihinde feshedildiğini, 6772 sayılı yasa uyarınca ödenmesi gereken ilave tediye alacaklarının kullandığı izinler düşülmek suretiyle hesaplandığını, ayrıca 2008 yılının ortalarından itibaren ilave tediye alacaklarından 6772 sayılı yasadaki özel düzenlemeye rağmen SSK primi kesildiğini, dolayısıyla ilave tediye alacaklarının eksik ödendiğini öne sürerek, fazlaya ait talep hakları saklı kalmak üzere, 100,00 TL ilave tediye alacağının hak kazanma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı işveren, ilave tediye alacaklarından 5510 sayılı yasadaki düzenlemeye ve bu yasanın 4. maddesi kapsamındaki sigortalılar ile sadece genel sağlık sigortasına tabi sigortalıların prime esas tutulacak kazançlarına dair tebliğe göre sigorta primi kesintisi yapmak zorunda olunduğunu, yapılan kesintilerin doğrudan kuruma aktarıldığını, şirketin aktiflerinde herhangi bir artışa sebebiyet vermediğini, bu itibarla husumetin öncelikle kuruma yöneltilmesi gerektiğini, uygulamada yasaya aykırılık bulunmadığını, ilave tediye alacaklarına esas çalışma süresinin belirlenmesinde, davacının izinli ve raporlu olduğu günlerin düşülerek hesaplama yapıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, bahse konu günlerin çalışılmış gibi kabul edildiğini, uygulamanın kanuna uygun olarak yapıldığını, davaya SGK Başkanlığının da dahil edilmesi gerektiğini öne sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davacıya ilave tediye ödemesi yapılırken, izinli ve raporlu olduğu sürelerin değil, aldığı saatlik ve günlük ücretsiz izinlerin, çalışma süresinden (ilave tediye hak etme süresinden) düşüldüğü, oysa dosyaya sunulan 01.03.2007 yürürlük tarihli Toplu İş Sözleşmesi"nin 54. maddesinde “... işçinin ödemeye ilişkin yıla ait çalışma sürelerinin toplamı dikkate alınmak suretiyle daimi ve geçici işçilere verilecek ilave tediye ve ikramiye, yıl içindeki çalışmaları ile orantılı şekilde hesaplanarak ödenir. Şu kadar ki, istihkakların hesabında bir ayı aşan ücretsiz izinler çalışılmamış olarak kabul edilir..” hükmünün yer aldığı, davacıya ilave tediye alacaklarının eksik hesaplanarak ödendiği gerekçesiyle sigorta pirimi kes,ilmek suretiyle belirlenen seçeneğin kabulüne karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı, kanun yararına bozulması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    İlave tediye hakkı 6772 sayılı Yasada düzenlenmiş olup, davalı işyerinin yasa kapsamında olduğu hususu tartışmasızdır. Uyuşmazlık, hesaplamanın ne şekilde yapılacağın noktasındadır.
    6772 sayılı Yasanın 4. maddesinin 3. fıkrasında, “Mezkur ilave tediyeler, tediye tarihinde işçinin işinden ayrılmış olup olmadığına bakılmaksızın işçinin ilave tediyenin taallük ettiği yıl içinde o yerde veya aynı idare, teşekkül ve müesseseye ait muhtelif yerlerde geçmiş olan hizmetlerinin yekünu nispetinde ve son çalıştığı yerde ödenir. İşçinin bu tediyelere esas olacak çalışma süresinin hesaplanmasında iş veya hizmet akdinin devamı müddetine rastlıyan kanuni ve idari izinlerle hastalık izinleri, hafta tatili ve genel tatil günleri çalışılmış gibi hesaba katılır. Münavebeli işçilerin münavebe sebebiyle çalıştırılmadıkları günler çalışmış gibi sayılır” şeklinde kurala yer verilerek ödemeye esas süreler açıklanmıştır.
    Davalı işveren ile işyerinde örgütlü bulunan sendikanın bağıtladığı toplu iş sözleşmesinin 54. maddesindeki düzenlemede ise, bir ayı aşmayan ücretsiz izinde geçen sürelerin ilave tediye hesabında çalışılmış gibi değerlendirileceği anlaşılmaktadır. Toplu iş sözleşmesinin sözü edilen hükmü yasaya aykırı bulunmamaktadır. 6772 sayılı Yasada ücretsiz izinlerin ilave tediye hesabında dikkate alınmayacağı açıkça yasaklanmış değildir. Mutlak emredici olarak yasalarla düzenlenmeyen konularda sözleşme taraflarının işçi yararına hükümler öngörmeleri mümkündür.
    Somut olayda bir ayı aşmayan ücretsiz izinlerin ilave tediye hesabında çalışılmış gibi sayılacağı yönündeki düzenlemenin yasaya aykırı bir yönü bulunmamaktadır. Bu yönüyle kanun yararına bozma talep dilekçesinde 1. ve 2. bentlerde yer alan taleplerin reddine karar vermek gerekmiştir.
    Öte yandan davacının iş sözleşmesi 31.01.2010 tarihinde feshedilmiş olmakla 31 günlük ilave tediyenin banka hesabına ödenmesine rağmen hesaplamada bu hususun dikkate alınmadığı yönünde 3 nolu bentte yer alan itirazlar da yerinde görülmemiştir.
    Bilirkişi hesabı üzerine davalı vekilinde ileri sürülen itiraz dilekçesinde 31 günlük ilave tediye ödendiği yönünde bir savunma bulunmamaktadır. Dilekçede akti ikramiyenin fazla ödendiği ileri sürülmüş, fazla ödenen rakamdan işçiye ödenmesi gereken 31 günlük ilave tediye düşüldüğünde fark ilave tediyenin bulunmadığı açıklanmıştır. Davalı işveren vekili tarafından dilekçe ekinde sunulan tahakkuk belgesinde de davacının hakkettiği ilave tediyenin 33,12 saat olduğu belirtilmiş ve ödeme bölümüne ’0’ rakamı yazılmıştır. O halde davacı işçiye 31.01.2010 tarihinde ilave tediye ödenmediği işverenin de kabulündedir.
    Ancak davalı işverenin diğer bir itirazı bilirkişi raporundaki hesaba yönelik olup, 2010 yılı için ilave tediye hesabının çalışılan 31 güne göre kıstelyevm usulü yapılmadığı yönündedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2010 yılı için fiilen çalışılan süreye göre 13 gün karşılığı 97,5 saat için ilave tediye hesabı yapıldığı açıklanmıştır.
    Davalı vekili itiraz dilekçesinde, ikramiyeye esas dönemde çalışılan ve çalışılması gereken süreye göre kıstelyevm usulü hesaplama yapıldığında 2010 yılı için 33,12 saat ilave tediye hesaplanması gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece sözü edilen itiraz üzerinde durulmamış ve bilirkişiden ek hesap raporu alınmamıştır.
    Bilirkişi raporunda her yıl için 4 kez ve 13’er gün karşılığı her defasında 97,5 saat üzerinden ilave tediye hesabı yapıldığı anlaşılmaktadır. 2010 yılı öncesi için yılda 52 gün olarak hesaplanması gereken ilave tediyenin yıl içinde 4 taksitte ödenmesi sebebiyle 13’er gün olarak hesabı yerindedir. Ancak 2010 yılı için sadece bir ay çalışan davacı işçi yönünden yılın tamamı için ödenmesi gereken ilave tediyenin ¼ ünün hesaplanması ve hüküm altına alınması hatalıdır. 2010 yılı için hesaplama 1/12 oranıyla kıstelyevm usulü yapılmalıdır.
    SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429/2(6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 362/2) maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeplerle kabulü ile hükmün, "sonuca etkili olmamak üzere" BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Resmî Gazetede yayınlanması için Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na tevdiine, 26.03.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi