3. Hukuk Dairesi 2020/4844 E. , 2020/7224 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 01/12/2020 tarihinde gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve taraflardan kimsenin gelmemiş olması nedeniyle işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalılarla ile yapmış olduğu anlaşma gereği, ...,... 12 No: 45 de yer alan mesken niteliğindeki taşınmazı davalılardan satın aldığını, satış esnasında sunulan proje ve tanıtımlarda belirtilen özelliklerde olmaması nedeniyle değer kaybı oluştuğunu, daire ayıplı olarak teslim edildiğinden tam kullanım sağlayamadığını, tapu masrafı olarak tahsil edilmesi gereken masraf tutarının üzerinde bir bedel alındığını, haklı hiçbir gerekçeye dayanmayan iskan bedeli tahsil edildiğini, tapu ve iskan bedelleri için fazladan alınan 7.362,50 TL miktarın geri alınması ve 09.01.2015 tarihinde taşınmazın proje ve tanıtımlarda belirtilen özelliklere sahip olmaması nedeniyle oluşan değer kaybı ile geç teslim nedeniyle kira bedelinin ödenmesi için ihtar gönderdiğini, sonuç alamayınca icra takibi başlatığını, bu takiplere itiraz edildiğini ileri sürerek, fazladan alınan tapu ve iskan masraflarının ödendiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini, edimin taahhüt edildiği gibi ifa edilmemesi sebebiyle eksikliklerden kaynaklı değer kaybının bilirkişiler marifetiyle tespiti ile yasal faiziyle birlikte tahsilini, davacılar adına doğan kira bedellerinin hesaplanarak tazminini, belirlenecek tazminata, keşide edilen ihtarnamenin tebliğ edildiği tarihten başlamak üzere, en yüksek banka mevduat faizinin bağlanıp, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davaya konu gayrimenkulun ... grup bünyesinde faaliyet gösteren ... Gayrimenkul Yapı İnş. San. Ltd. Şti.nin, inşaatların sıva işini yapan ... ’ya 30.08.2014 tarihli protokollle satıldığını, bu şahsın taşınmazın devrinin davacıya yapılmasını talep ettiğini, Protokol gereği dairenin satımı için 9.750,00 TL tutarında masraf ve giderler konusunda ... ile anlaşıldığını, davacının iddia ettiği eksikliklerle ilgili şirketin hiç bir zaman taahhütte bulunmadığını, binanın yapı ruhsat tarihinin 16.06.2012 yılı olup inşaat yapım şartmanesi 26. maddesinde de inşaatın süresinin ruhsat tarihinden itibaren 30 ay olarak belirlendiğini, bu itibarla inşaat bitim tarihinin 2015 yılı iken davacı tarafın inşaatın süresinde bitirilmediği iddiası asılsız olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davanın tüketici mahkemesinde açılması üzerine, mahkemece, davaya konu dairenin davacı tarafından doğrudan davalılardan satın alınmadığı, davalılara sıva işi yapan dava dışı ... ’dan satın alındığı, dava dışı ... ile davalılar arasında 6502 sayılı yasa kapsamında bir tüketici işleminin mevcut olmadığı, eser sözleşmesinin mevcut olduğu ve buna göre dava dışı ... ’nun davalılara imalat (sıva işi) yaptığı, davalıların da işin bedeli olarak davaya konu daireyi dava dışı ... ’na verdiği, bu nedenle davacı ile davalılar arasında doğrudan bir tüketici işlemi olmadığı, davacının dava dışı ... ’nun alacağına karşılık kendisine verilen daireyi yine bu kişiden satın aldığı, davacının bu davayı alacağın temliki hükümleri gereği açtığı, bu nedenle davaya bakma görevinin genel mahkemelere ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ve bu karar 15. Hukuk Dairesi tarafından 16.11.2016 tarihinde onanarak kesinleşmiş ve görevli mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı eldeki dava ile, dava dışı üçüncü kişi ile yapmış olduğu satış/devir protokolü kapsamında satın almış olduğu dairedeki eksikliklerin tazmini ile dairenin eksik ve geç teslimi nedeniyle kira kaybı alacağının davalılardan tahsilini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki ilişkinin haksız fiil ilişkisi olmadığı, taraflar arasında sözleşme olmadığından sözleşme ilişkisinin bulunmadığı ancak davalı tarafın inşaat firması olarak kamuoyuna duymuş olduğu ve taahhüt ettiği tüm hususlarda tüketici hukuku anlamında sorumlu olacağı, taraflar arasında bir tarafın zenginleşmesi veya diğer tarafın fakirleşmesini gerektirecek sebepsiz zenginleşme hükümlerinin oluşmadığı, bu durumda davalı ... Ltd. Şti. nin dava dışı ... ile yapmış olduğu sözleşme, kamuya yapmış olduğu duyuru ve taahhütler ve yapım şartnamesi ile inşaat yapı ruhsatı çerçevesinde sorumlu olacağı, söz konusu edilen hususlarda davalının yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde davacıya karşı herhangi bir sorumluluğunun olmayacağının açık olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamında yapılan incelemede; davalı ...ile sıvacı... arasında ilk olarak 30.08.2014 tarihli protokol imzalandığı, bu protokol ile davaya konu taşınmazın sıva işleri karşılığında...’ya satıldığı anlaşılmıştır. Bu protokole istinaden davacı ile dava dışı... arasında bu kez 16.10.2014 tarihli Satış/Devir Protokolü imzalanmış ve satıcı... iş karşılığı ... Group’tan almış olduğu daireyi alıcı-davacıya satması ve dairede müteallik haklarının devredilmesini taahhüt etmiş ve taşınmazın niteliklerine ilişkin ... Group ... sitesi şartnamesi internet çıktısı sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olarak kabul edilmiştir. 16.10.2014 tarihinde davalı ...adına kayıtlı olan taşınmaz davacı adına tescil edilip teslim edilmiştir. Tüm bu açıklamalar ışığında, davacı ile dava dışı ... ile yapılan protokol sonrası tapuda taşınmazın devrinin yapıldığı, böylece dava dışı ... ile davacı arasında yapılan protokol ve eklerinin temlik hükmünde olup geçerli olduğu ve bu durumda taahhüt edilen edimlerden sözleşme (protokol) kapsamında sorumlu olduğunun kabulü zorunludur. O halde mahkemece, davacı ile dava dışı ... arasında yapılan 16.10.2014 tarihli sözleşme ve ekleri kapsamında davalıların sorumlu olduğu gözetilip bu kapsamda inceleme ve araştırma yapılarak karar verilmesi gerekirden, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.