11. Hukuk Dairesi 2019/1150 E. , 2019/2909 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25/11/2015 tarih ve 2014/710-2015/889 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili, davalı ..., davalı ... ..., davalı ..., davalı ..., davalı ... vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun 2014/13 ve 51 sayılı kararları ile Uzan Grubuna ait şirketlerin ortaklarının temettüsü hariç olmak üzere ortaklık hakları ile yönetim ve denetimine el koyduğunu, el konulan şirketlerden birinin de davacı Uyum Televizyonculuk Reklam Yayın A.Ş olduğunu, TMSF tarafından göreve getirilen Yeni Medya Grubu yönetimince söz konusu grup şirketlerinin muhasebe kayıtlarının incelemeye alındığını, yapılan incelemede şirket kasasında olması gereken nakit ve çek tutarları ile mevcutlar arasında fahiş farklar bulunduğunun tespit edildiğini, şirket Denetim Kurulu tarafından şirket kayıtları üzerinde inceleme yapılıp kasa açığının hangi iş ve işlemlerden kaynaklandığı hususunda denetim kurulu raporu düzenlendiğini, bu rapor uyarınca şirket kasasındaki açığın, fiili olarak ödenmemekle birlikte fiktif olarak ödenmiş gibi gösterilen apel ödemelerinden kaynaklandığının tespit edildiğini, bu raporla resmi olarak şirket kayıtlarında ortak olarak görünmeyen belirli bir grup tarafından ( hakim ortaklar) şirketin yönetildiğini ve resmi kayıtlarda yer alan şirket ortaklarının ise (figüran) göstermelik ve muvazaalı şekilde ortaklık sıfatını taşıdıkları hususunun da tespit edildiğini, dava konusu apel ödemelerinin fiktif yapıldığı dönemlerde usulsüz fiilleri organize eden şirket ortakları, yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri, bunlarla birlikte hareket eden şirket çalışanlarının zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek 126.000,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ıslah ile birlikte toplam 500.000,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekilleri ile davalılardan ... ve ... cevap dilekçelerinde şirkete el konulduğu tarihte tespit yapılmayıp uzun zaman geçtikten sonra tespit yapıldığını, kasa açığının sebebinin tespit edilmediğini, sorumlu olmadıklarını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece iddia, savunma, birinci, ikinci ve üçüncü bilirkişi kurulu raporları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davacı TMSF tarafından Uzan Grubuna ait davacı şirkete el konulduğu 13/02/2014 tarihinde kasa sayımı yapılmadığı, dava konusu olaya ilişkin ilk raporun 23/12/2014 gün ve DN-01 nolu rapor olduğu, denetim kurulu raporunun ise 16/08/2015 tarihinde düzenlendiği, kasa açığının el koyma tarihinde tespit edilmediği, sonraki tarihte yapılan sayım inceleme sonucunda 31/12/2004 tarihli bilanço kapsamında 404.480,30 TL olarak tespit edildiği, üçüncü bilirkişi kurulu raporunun 27 ve 28. Sayfasındaki açıklamalar dikkate alındığında apel ödemelerinden kaynaklı kasa açığı zararının 375.000,00-TL den ibaret olduğu, apel ödemelerinin ödenmesi gereken tarihlerden dava tarihine kadar işlemiş avans faizinin ise 640.824,89sTL olduğu, kasa açığının mevcut olmasına rağmen sebebinin tam olarak tespit edilemediği, davalıların şirketin hakim ortakları, ortakları, yönetim kurulu üyeleri, denetim kurulu üyeleri üst düzey yetkililer ve diğer şirket çalışanlarından ibaret olduğu, kasa açığının apel ödemelerinden mi yoksa başka bir nedenden mi kaynaklandığının tam ve kesin olarak tespit edilememesinin şirkete el konulduğu tarihte kasa sayımının yapılmaması, el koyma tarihindeki bilançosunun çıkartılmaması ve şirket defter ve belgelerinin mevzuata uygun tam ve intizamlı tutulmamasından kaynaklandığı, yönetim kurulu üyelerinin ticari defter ve belgeleri düzgün tutmakla mükellef oldukları, yönetim kurulu üyelerinin kanunen tutulması gereken defterlerin mevcut olmaması veya bunların intizamsız bir surette tutulması nedeniyle sorumlulu oldukları, dosya kapsamına göre hem yönetim kurulu hem de denetim kurulu üyelerinin vazifelerini kanuna uygun olarak yapmadıkları, üst düzey görevlilerin de görevlerini tam olarak yapmadıkları, şirket defterlerinin kanuna uygun düzgün ve intizamlı tutulmaması nedeniyle ispat yükünün davalı tarafa yüklenmesi gerektiği, bu kişilerin dava konusu zararın doğmasında kendilerinin kusurlu olmadıklarını ispat etmeleri gerektiği, davalı tarafın bu hususları ispat edemediği gerekçeleriyle bir kısım davalılar yönünden davanın kabulü ile 375.000,00 TL kasa açığı zararına ilişkin tazminatın işlemiş 640.822,89 TL faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, bir kısım davalılar yönünden sorumlulukları bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, bir kısım davalılar yönünden de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili, davalı ..., davalı ... ..., davalı ..., davalı ... ve davalı ... temyiz etmiştir.
1- Mahkeme gerekçeli kararının incelenmesinde... hakkında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmişse de davada böyle bir davalı bulunmadığı, davacının davalılar...,..., ... hakkında davayı işlemsiz bırakmasına rağmen bu kişilerin karar başlığında davalı olarak gösterilmediği ve haklarında hüküm kurulmadığı, hakkında davalı olarak davanın kabulüne karar verilen ...isimli bir kişinin davada taraf olmadığı, davalılardan ... hakkında hüküm kurulmadığı tespit edilmiştir. Mahkemece davacının tüm talepleri hakkında olumlu yada olumsuz bir değerlendirme yapılması ve her davalının başlıkta ismi yazılıp her davalı hakkında ayrı ayrı gerekçeli bir şekilde hüküm kurulması gerekirken bir yandan davada taraf olarak yer almayan kişiler hakkında hüküm kurulması, öte yandan davada taraf olan kişiler hakkında hüküm kurulmaması doğru görülmemiş, kararın bu yönden re"sen bozulması gerekmiştir.
2- Davalılardan ... hakkındaki davanın davacı, tarafça işlemsiz bırakılmasına ve 08.11.2007 tarihli celsede bu davalı hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine rağmen kararda bu davalı hakkında davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönden davalı ... yararına bozulması gerekmiştir.
3- Bozma ve sebep ve şekline göre davacının ve temyiz eden davalıların diğer temyiz sebeplerinin incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı ... yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının ve temyiz eden davalıların diğer temyiz sebeplerinin bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 15/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.