Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16915
Karar No: 2019/3597
Karar Tarihi: 18.04.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/16915 Esas 2019/3597 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/16915 E.  ,  2019/3597 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.10.2012 gününde verilen dilekçe ile harici satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, harici satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil; ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili, ... ilçesi, ... Mahallesinde kain 186 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına kayıtlı olduğunu, diğer davalı ..."ın zilyedi olduğu bu taşınmaz için tapu tahsis belgesi almak amacıyla 17.06.1983 tarihinde ... Belediyesine başvurduğunu, müvekkillerinin ise bu taşınmazdan bir kısım yeri davalı ..."ten satın aldıklarını, buna göre davacı ..."ın 1985 yılında 400 m2"lik yeri on iki milyon ETL bedelle, davacı ..."ın 1986 yılında 191 m2"lik yeri sekiz milyon ETL bedelle, davacı ..."ın 1986 yılında 259 m2"lik yeri üç milyon ETL bedelle ve davacı ..."in 1987 yılında 304 m2"lik yeri iki milyon ETL bedelle satın almış olup, satın aldıkları tarihlerden itibaren belediye tarafından 07.07.2003 tarihinde yıkılıncıya kadar bu kısımlar üzerine yaptıkları gecekondularda oturduklarını, davalı ..."in tapu tahsis belgesi aldığını duyduklarını ileri sürerek müvekkillerinin satın aldığı kısımların dava konusu taşınmazdan ifraz edilmek suretiyle tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tescilini, olmadığı taktirde güncel değerlerinin davalı ..."ten yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş; 12.02.2016 tarihli son celsede, müvekkilleri ... ve ... yönünden davayı takip etmediklerini belirterek bu davacılar yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasını istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın Hazineye ait olduğunu, diğer davalıya verilmiş bir tapu tahsis belgesi bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ..., davacıların taşınmazın durumunu bilerek bir kısım yerleri satın aldıklarını ve bu yerlerin zilyetliğini kendilerine devrettiğini, ancak davacılara tapu devri hususunda bir taahhüddünün bulunmadığı gibi kendisinin de tapu alamadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacılar ... ve ... yönünden davanın takipsiz bırakılması nedeniyle HMK"nın 150. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına ve süresinde yenilenmediği taktirde davanın açılmamış sayılmasına; davacılar ... ve ... yönünden ise tapu iptali ve tescil isteminin reddine, tazminat talebinin kabulü ile ıslah talebi doğrultusunda ... için 17.823,73TL ve ... için 18.245,11TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ..."dan tahsili ile adı geçen davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, bu nedenle reddi gerekmiştir.
    2- Davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı Kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için;
    -Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması,
    -Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması,
    -İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması,
    -Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,
    -Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,
    -Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması.
    -İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir,
    -Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; her ne kadar mahkemece, davalı ..."ın tapu tahsis belgesi sahibi olduğu, ancak tapu tahsis belgesine dayalı olarak tescil talep edebilmesi için yasanın aradığı şartlardan ilkinin “bizzat kendisi tarafından devam eden bir zilyetliğin” bulunması olup davalının söz konusu kısımların zilyetliğini davacılara devretmesi nedeniyle zilyetliğinin bulunmadığı, tescil talep etse bile bu yerlerin tapusunu alamayacağı, davacıların da halefiyete dayalı olarak tescil talep etmelerinin mümkün olmadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar verilmiş ise de, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgelerden, davalı ... adına düzenlenmiş geçerli bir tapu tahsis belgesi bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Öte yandan, tapuya kayıtlı taşınmazların satışına ilişkin sözleşmeler, resmi şekilde yapılmadığı takdirde TMK 706, TBK 237, Tapu Kanunun 26. ve Noterlik Kanunun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersiz olup geçerli bir sözleşme bulunmadığından, tarafların sözleşmeye dayalı hak ve borçları da söz konusu olmayacaktır. Ancak bu durumda taraflar, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak karşı tarafa ödedikleri bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir. O halde mahkemece, davalı ... adına tanzim edilmiş hukuken geçerli bir tapu tahsis belgesi bulunmadığından ve davacılar ... ve ... ile davalı ... arasında yapılan 23.06.1991 ve 01.03.1992 tarihli harici satış sözleşmeleri de hukuken geçerli olmadığından, adı geçen davacılar yönünden tapu iptali ve tescil isteminin reddine, tazminat isteminin ise kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Ne var ki, davacılar vekilinin 12.02.2016 tarihli son celsedeki imzalı beyanı ile davacılar ... ve ... yönünden davayı takip etmeyeceklerini bildirmesi üzerine mahkemece, bu davacılar yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına ve süresinde yenilenmediği taktirde davanın açılmamış sayılmasına şeklinde şartlı hüküm kurulması doğru değildir. Zira, 6100 sayılı HMK"nin 150/5. maddesi hükmüne göre "İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır."
    Bu durumda mahkemece, davacılar ... ve ... yönünden davanın takipsiz bırakılması nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca süresinde yenilenmediği taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş; bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ..."ın sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 18.04.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi