20. Hukuk Dairesi 2017/1003 E. , 2018/469 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalılar ve bir kısım dahili davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 03.03.2011 tarihli dilekçesinde; dava konusu ana taşınmazda kendisinin 1 no"lu bağımsız bölümün, davalının ise 2 no"lu bağımsız bölümün maliki olduğunu, müvekkilin 2008 yılına kadar anataşınmazın ön tarafında yapılan girişi kullandığını, binanın önüne belediye tarafından yol düzenlemesi yapıldığını, 2008 yılından sonra 1 no"lu dükkanın kullanılamaz hale geldiğini, beyan ederek; projeye aykırılığın giderilmesine, eski hale getirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 19. maddesine göre kat maliklerinin mimari projeyi korumakla yükümlü olduğu, yönetim planının 3. maddesinde de kat maliklerinin rızası alınmadıkça ortak yerlere inşaat yapılamayacağının düzenlenmiş olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne, 10.02.2014 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde projeye aykırılığın giderilerek taşınmazın eski hale getirilmesine, davalılara bu konuda 40 günlük süre verilmesine, bu sürede yapılmadığı takdirde masrafın davalılardan alınarak davacıya icra yetkisi verilmesine karar verilmiş, hüküm dahili davalılar ve bir kısım davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca projeye aykırı yapıldığı bildirilen tadilat ve eklentilerin eski hale getirilmesi, ortak yerlere elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
1) Dava dosyasının incelenmesi neticesinde; davanın 26.01.2012 de açıldığı, dava açıldıktan sonra dava konusu 2 nolu taşınmazın, 24.5.2012 tarihinde, davalı/malik ...(ölü) tarafından vefatından önce mirasçısı/dahili davalı ..."e satıldığı, dahili davalıların davaya dahil edildikleri tarihte ve kararın verildiği tarihte davalı sıfatlarının olmadığı dolayısı ile dahili davalı edilmelerine de gerek olmadığı anlaşılmakla; görülmekte olan davanın sonucunda verilecek kararın, sadece, dava konusu bağımsız bölümün halihazırdaki tapuya kayıtlı malikinin hukukunu ilgilendirebilecek olması nedeniyle, hükmün infazının sağlanabilmesi açısından, dava konusu bağımsız bölümün sadece tapuda kayıtlı malikinin/maliklerinin davaya dahil edilmeleri yeterli olup, Mahkemece, dahili davalıların davaya dahil edilmeleri öncesinde, dava konusu bağımsız bölüme ilişkin son tapu kayıtları celbedilip, bağımsız bölüm üzerinde malik olan kişi/kişilere yönelik hüküm kurulması gerekirken, izah edildiği şekilde eksik ve yetersiz inceleme ile yukarıda anılan kanuni gereklilikler dikkate alınmaksızın hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2) HMK"nın 297/2. maddesi; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmünü amir olup, hüküm fıkrasının tarafların taleplerini karşılayacak şekilde açık ve
maddeler halinde infazda tereddüt yaratmayacak şekilde oluşturulması gerekirken, anılan kanun hükmüne aykırı olacak şekilde, dava konusu taşınmazın hangi bölümünde, ne şekilde imalatlar yapıldığı, bu imalatların projeye aykırılık olup olmadıkları, projeye aykırı olmaları halinde bu aykırılıkların nasıl, ne şekilde giderilebileceği hüküm fıkrasında tespit edilmeksizin, bilirkişi raporuna atıf yapılması ile yetinilerek hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dahili davalılar ve bir kısım davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/01/2018 günü oy birliği ile karar verildi.