Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17779
Karar No: 2020/4100
Karar Tarihi: 15.09.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/17779 Esas 2020/4100 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/17779 E.  ,  2020/4100 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.09.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... ile temyiz edilen vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakan annesi ...’nin 17.01.2011 tarihli vekaletname ile vekil kıldığı dava dışı oğlu ... aracılığıyla maliki olduğu 115 ve 36 sayılı parsellerdeki ¼ payını oğlu ...’in tanıdığı olan davalıya 23.05.2011 tarihinde temlik ettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakan, davalı ve vekil ...’in birlikte hareket ettiğini, öte yandan tasarruf tarihinde mirasbırakanın 91 yaşında olup sağlıklı olmadığını, tam teşekküllü bir hastaneden rapor alınarak devrin yapılması gerektiğini, vekaletnamenin hukuken geçersiz olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, mümkün olmazsa tenkisini istemiştir.
    Davalı, iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, dava konusu taşınmazları bedeli karşılığında satın aldığını ve satış bedelini ödemek için bankalardan yüklü miktarda para da çektiğini, sadece mirasbırakanın değil diğer paydaşların da payını temlik aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, vekaletname ve temlik tarihinde mirasbırakanın fiil ehliyeti bulunduğunun Adli Tıp Kurumu raporu ile tespit edildiği, ehliyetsizliğin bulunmadığı, 3. kişi olan davalının satış bedelini ödemesi nedeniyle sonraki işlemlerin mirasçıların iç sorunu olduğu, tenkis isteğinin dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın 16.02.2012 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı çocuğu Mustafa Kamil ile dava dışı çocukları ...,..,.... ve ...’i bıraktığı, mirasbırakanın Bakırköy 27. Noterliği’nin 17.01.2011 tarih ve 7686 yevmiye no’lu vekaletnamesi ile T.C. hudutları dahilindeki tüm taşınmazlarını intikal ettirmeye, dilediğine dilediği bedelde satmaya vs. konularda dava dışı oğlu ...’in vekil tayin ettiğini, vekil ...’in de mirasbıraka ait 36 ve 115 sayılı parsellerdeki 1/4’er paylarını 23.05.2011 tarih ve 10310 yevmiye no’lu akitle davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiği, davalının aynı akitle dava dışı paydaşlardan da pay satın aldığı kayden sabittir.
    Eldeki davada, iddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesi içeriği ve dosya kapsamındaki beyanlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının; hukuki ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tenkis isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu’nun 27.11.2015 tarih ve 5339 sayılı karar ile mirasbırakanın vekaletname ve akit tarihlerinde hukuki işlem ehliyetinin bulunduğu saptanmak suretiyle bu neden yönünden davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur.
    Ne var ki, davacı taraf ehliyetsizlik iddiasından sonra incelenmek üzere muris muvazaası nedenine de dayanmıştır. Mahkemece, muris muvazaası nedeni üzerinde durulmadan sonuca gidilmiştir.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilmek suretiyle muris muvazaası hukuksal nedeni üzerinde durulması, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı yapılıp yapılmadığının toplanan ve toplanacak deliller ile tereddüte yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 2.540.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi