15. Hukuk Dairesi 2017/1003 E. , 2017/3285 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmü taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı-karşı davacı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı-karşı davalı vekili Avukat ... ile davalı-karşı davacı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl dava, eser sözleşmesi kapsamında eksik işlerin giderim bedeli ve bundan doğan zararın tahsili için başlatılan takibe vâki itirazın iptâli, karşı dava ise bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucu, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine dair verilen hüküm, taraf vekillerince temyiz olunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına ve özellikle karar başlığında, asıl ve karşı davanın, taraflarının ve vekillerinin ayrı ayrı gösterilip, asıl dava tarihinin 01.11.2012 olması gerekirken, 08.02.2016 yazılması ve karşı dava tarihinin ise, 19.11.2012 olarak yazılmaması maddi hata olup, mahallinde her zaman düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre davacı-karşı davalı vekilinin tüm, davalı-karşı davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı-karşı davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Dairemizin 27.10.2015 gün ve 2015/3291 Esas ve 2015/5392 sayılı bozma ilâmında, "...Davacı-karşı davalı iş sahibi davalı-karşı davacı yüklenicidir. 01.08.2008 tarihinde taraflar arasında imzalanan protokol başlıklı sözleşme ise yüklenici iş sahibine ait arsa üzerinde 110.00,00 TL götürü bedelle inşaat yapımını üstlenmiştir. Protokol başlıklı sözleşmede
yüklenicinin yapacağı işler 12 bent halinde sayılmış olduğundan, iş kapsamının buna göre belirlenmesi zorunludur. Mahkemenin gerekçeli kararının değerlendirme ve gerekçe bölümü başlıklı üçüncü sayfasında 12.02.2014 tarihli bilirkişi raporunun ödemelere ilişkin ikinci kısmı dosyaya yansıyan belgeler ışığında kabul edilmiştir. Söz konusu raporun ödemelerle ilgili son sayfasındaki ikinci ihtimale göre davacının yaptığı toplam ödemeler 109.880,80 TL olduğundan, çok cüz"i bir farkla sözleşmede kararlaştırılan götürü bedelin tamamını kapsamaktadır.
Götürü bedelli işlerde işin eksik bırakılması halinde giderim bedelinin, eksikliğin saptanmasından itibaren dava açmak üzere geçmesi gereken makul süreden sonraki mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplanacağı Dairemizin yerleşmiş içtihat ve uygulamalarında kabul edilmektedir.
Bu durumda mahkemece hükme esas alınan teknik rapor düzenleyen inşaat bilirkişisinden sözleşme kapsamının 01.08.2008 tarihli sözleşmeyle belirlendiği ve yüklenicinin protokolde 12 kalem halinde gösterilen işleri yapmayı üstlendiği gözönünde tutularak tespit dosyasındaki olgulardan yararlanmak suretiyle protokole göre işi eksik bırakıp bırakmadığı, bırakmış ise bunların protokolde üstlenilen işler olup olmadığı tespit ettirilip varsa saptanacak bu eksik işlerin delil tespit raporunun düzenlendiği 2011 yılı 10. ayından itibaren incelenip dava açılması için gereken makul sürenin bitimi olan 2012 yılı mahalli piyasa rayiçlerine göre giderim bedeli hesaplattırılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış..." denilerek karar bozulmuş,
Mahkemece bozmaya uyulmuş, ancak bozma ilâmı doğrultusunda araştırma yapılmamıştır. Öte yandan, bozma ilamında eksik iş bedelinin bilirkişi tarafından 16.850,00 TL olarak belirlendiğine göre, asıl davanın bu miktar üzerinden kabulü gerekirken, bu miktarın aşılarak kazanılmış hak ilkesinin ihlal edilmesi de doğru olmamıştır. Oysa bozma ilâmına uyulmakla lehine bozulan taraf yararına kazanılmış hak oluşmuştur. Bunun bir istisnası da maddi hatadır. Dairemizin bozma ilâmında ödeme 109.880,80 TL olarak belirtilmiş ise de, gerçek ödemenin 85.807,80 TL olduğu, maddi hata sonucu iş sahibi tarafından yapılan imalât bedelinin de bilirkişi tarafından ödemelere ilave edildiği anlaşılmaktadır. Eksik ödeme 110.000,00-85.807,80=24.192,20 TL olduğundan taleple bağlı kalınarak 14.933,00 TL"nin hüküm altına alınması gerekir.
Bu nedenlerle mahkemece yapılacak iş; asıl davada, eksik iş bedeli olarak belirlenen 16.850,00 TL"lik kısım yönünden itirazın iptâli ve takibin devamı ile hüküm altına almak, birleşen davada ise, eksik ödenen iş bedeli olan 14.933,00 TL yönünden tahsil kararı vermekten ibaret olmalıdır. Mahkemece bu husus gözetilmeden, karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
3-Bozma sebebine göre, taraf vekillerinin vekâlet ücretlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı vekilinin tüm, davalı-karşı davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, 3. bentte açılanan nedenlerle bozma sebebine göre vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye 7.496,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı-karşı davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-karşı davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 04.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.