10. Hukuk Dairesi 2015/9298 E. , 2015/17747 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davacının 26.04.1985-01.12.1989 tarihleri arası 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı sayılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya içeriğinden, 01.01.1985-26.04.1985, 05.05.1985-05.05.1985 ve 01.11.1990-07.01.1997 tarihleri arasında vergi kaydı, 25.01.1991-06.11.2013 tarihleri arası sicil kaydı, 07.01.1997-04.01.2010 tarihleri arası oda kaydı bulunan davacının, Kurumca 25.09.2013 tarihli sigortalılık bilgilerine göre, 01.01.1985-04.01.2010 tarihleri arası kesintisiz 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı kabul ediliyorken, 14.02.2014 tarihli sigortalılık bilgilerine göre, 01.01.1985- 26.04.1985, 05.05.1985-05.05.1985, 01.12.1989- 31.05.1990, 01.11.1990-04.01.2010 tarihleri arası zorunlu sigortalı kabul edildiği, davacının ıslah dilekçesiyle 26.04.1985- 01.12.1989 tarihleri arası 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı sayılması gerektiğinin tespitini istediği; Mahkemece, davanın kabul edildiği anlaşılmaktadır.
01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24’üncü ve 25’inci maddelerinde kendi adına ve hesabına çalışanlar olarak nitelendirilen bağımsız çalışanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına yazılı olan gerçek kişiler, meslek kuruluşuna yazılarak çalışmaya başladıkları tarihten itibaren zorunlu sigortalı sayılmış iken, anılan maddelerde 2229 sayılı Kanun ile yapılan ve 04.05.1979 günü yürürlüğe giren değişiklik ile meslek kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, kendi adına ve hesabına çalışma olgusu sigortalılık niteliğini kazanmak için yeterli kabul edilmiştir. Daha sonra, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanunla değişik 1479 sayılı Kanunun 24’üncü maddesinin (1) numaralı bendinin (a) ve (h) fıkralarında, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların zorunlu sigortalı kabul edilebilmesi için, esnaf ve sanatkârlar gibi ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar yönünden vergi kaydı, gelir vergisinden bağışık olanlar yönünden kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı bulunma koşulu getirilmiş; anılan madde 22.03.1985 günü yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanunla bir kez daha değiştirilip kapsam genişletilerek, gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar
(vergi kaydı bulunanlar) veya esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı bulunanlar ya da kanunla kurulu meslek kuruluşunda usulüne uygun kaydı olanlar zorunlu sigortalı olarak kabul edilmiş, anılan düzenleme 4956 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 02.08.2003 tarihine kadar geçerliliğini korumuştur. 4956 sayılı Kanunun 14’üncü maddesiyle değiştirilen hükümle 02.08.2003 gününden itibaren zorunlu sigortalılık kapsamına yalnızca, ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar alınmış, gelir vergisinden bağışık tutulanlar yönünden ise Esnaf ve Sanatkâr Sicili ile birlikte aynı zamanda kanunla kurulu meslek kuruluşuna yöntemince kayıtlı bulunma koşulları getirilmiştir.
Anılan yasal düzenleme çerçevesinde, öncelikle davacının talep konusu dönemde, vergi kaydı olup olmadığı ve kendi nam ve hesabına bağımsız çalışması olup olmadığı araştırılmalı, davacının zorunlu sigortalı kabul edileceği dönemde isteğe bağlı sigortalı sayılamayacağı gözetilmeli, davacının dava konusu dönemde zorunlu sigortalılık şartlarının olmadığı anlaşılırsa, davacının isteğe bağlı sigortalılık yönünden Kuruma yazılı başvurusu yok ise de, Kurumca kabul edilen sigortalılık dönemleri haricinde 1992 ve 1997 yıllarındaki af kapsamında geçmişe yönelik prim ödemelerinin varlığı Kurumdan sorularak, zorunlu sigortalılık sürelerine yönelik prim borçları haricinde karşıladığı süre belirlenerek, anılan ödemelerin, Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralları çerçevesinde, Kurumun geçmişe yönelik prim borçlarını tahsil edip uzun süre nemalandırmasından sonra, anılan döneme yönelik sigortalılığın iptalinin iyiniyetle bağdaşmayacağı gözetilerek, davacının 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı olarak kabul edilmesi gereken süre belirlenmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmaksızın, bilirkişi raporuna göre belirlenen süreler esas alınarak, eksik araştırma sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 26.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.