1. Hukuk Dairesi 2016/18568 E. , 2020/4097 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen alacak davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ile davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla duruşma günü olarak saptanan 15.09.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ile temyiz edilen vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı, Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan Mamure Kalkavan’ın mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 140 ada 70 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölümü torunu davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, murisin ölene kadar bu taşınmazda ikamet ettiğini, satış ihtiyacı olmadığını, mirasçılar ...ve ...’ın açtıkları dava sonucunda temlikin muvazaalı olduğunun belirlendiğini, bu davadan sonra taşınmazı davalı ve mahkeme kararı ile paydaş olan dava dışı mirasçıların 4.641.000,00.-TL bedelle üçüncü kişiye devrettiklerini ileri sürerek miras payına isabet eden 773.500,00.-TL bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, babası ...’ın dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın alıp muris adına tescil ettirdiğini, ev hanımı olan murisin alım gücünün bulunmadığını, aile şirketinin borçlanması üzerine murisin taşınmazı ipotek ettirdiğini, ipotek borçlarını davacının eşi ve oğlunun ödeyerek taşınmazı satın aldıklarını, kendisinin daha sonra bedelini ödeyerek davacının oğlundan taşınmazı edindiğini, diğer mirasçıların açtıkları davaya dahil edilen davacının satışın gerçek olduğunu, mal kaçırmanın söz konusu olmadığını savunduğunu, mahkeme içi ikrar ile temlikin muvazaalı olmadığını kabul ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın davalıya devrinin kesinleşen mahkeme kararı ile muvazaalı olduğunun belirlendiği, taşınmaz üçüncü kişiye devredilmiş olduğundan davacının davalı payının satış bedeli üzerinden miras payını talep hakkı bulunduğu, İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/49 Esas sayılı dosyasındaki beyanlarının davacının hakkını bertaraf edici mahiyette olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 515.666,66 TL’nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan Mamure Kalkavan’ın çekişme konusu 140 ada 70 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu meskeni vekili aracılığıyla 30.09.1998 tarihli akitle ...’ya temlik ettiği, aynı taşınmazın muris ve oğlu ... lehine intifa hakkı tesis edilerek 29.11.2002 tarihinde satış suretiyle davalıya temlik edildiği, ardından mirasçılar ...ve ...’ın açtıkları tapu iptali ve tescil davası sonucunda İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.12.2009 tarihli, 2007/49 Esas, 2009/301 Karar sayılı kararı ile temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun belirlendiği ve davacıların miras payları oranında iptal ve tescil kararı verildiği, anılan kararın derecattan geçmek suretiyle 28.04.2011 tarihinde kesinleştiği, bu karar doğrultusunda 31.08.2012 tarihinde davalı ... adına 4/6 pay, mirasçılar Derya ve Cemile adına 1/6’şar pay tescili yapıldığı, ardından tüm paydaşların 06.09.2012 tarihli akitle taşınmazdaki paylarını dava dışı Murat Kutsi Sönmez ve Zeynep Sönmez’e 4.641.000,00 TL bedelle satış suretiyle temlik ettikleri anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan dosya kapsamına göre, mirasbırakan Mamure Kalkavan’ın çekişme konusu taşınmazı torunu davalıya temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.12.2009 tarihli, 2007/49 Esas, 2009/301 Karar sayılı kararı ile belirlendiği, anılan ilamın eldeki dava için de güçlü delil olacağı, taşınmazın halen üçüncü kişiler adına kayıtlı olduğu belirlenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dava konusu taşınmazın tamamının 3. kişilere 4.641.000,00 TL bedelle satıldığı, davacının miras payının taşınmazın tam payı üzerinden 1/6 olduğu, davalı adına kayıtlı iken 3. kişilere devredilen 2/3 payın ( daha önce diğer mirasçıların açtığı dava ile azalması nedeniyle ) değeri üzerinden 1/6 oranında bedele hükmedilmesi doğru değildir.
Hal böyle olunca, çekişmeli taşınmazın 06.09.2012 tarihli akitle tamamının satış değeri üzerinden davacının miras payına ( 1/6 ) isabet eden miktarın tahsiline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile eksik bedelin hüküm altına alınması doğru değildir.
Davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince temyiz eden taraflardan gelen davacı vekili için 2.540.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz eden davalıdan alınmasına, alınan peşin alınan harcın temyiz eden davalıya geri verilmesine, 26.389,31-TL.harcın davalıdan alınmasına, 15/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.