11. Ceza Dairesi 2017/16303 E. , 2019/96 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-.... .. Ltd. Şti’nin eski yetkilisi ...’nin imzasını taklit ederek sahte çek oluşturduğu iddiası ile hakkında kamu davası açılan sanığın savunmalarında; şirketi 24.10.2008 tarihinde devraldığını, söz konusu çeki ticari ilişkileri karşılığında verdiğini, çekteki imza ve yazıların kendisine ait olduğunu, çekin, şirketi devraldıktan sonra tanzim edildiğini, kesinlikle ...’nin imzasını taklit etmediğini, talimat evrakında mevcut olmadığı için çek fotokopisini görememiş ise de; çekin arkasında bulunan ilk ciranta ... Nakliyat firmasının da kendisine ait olduğunu, keşideci imzasını paraf olarak attığını ve birinci cirodaki imzada ise kendi imzasını kullandığını beyan etmesi, temyiz dilekçesinde ise daha önceki şirketinin iflas etmesi nedeniyle .... şirketini yanında çalışan ... ve .... adına kendisinin kurduğunu, bu kişilerin yanında çalışmaya devam ettiklerini, daha sonra şirketi kendi üzerine aldığını savunması, dosya arasında bulunan çek fotokopisi incelendiğinde, çekte birinci ciranta olarak ... Nakliyat isimli bir firmanın yer almadığının, ayrıca keşideci imzasının da paraf olarak atılmadığının anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, adli emanette bulunan çek aslının duruşmaya getirtilerek incelenmesi ve sanığın savunması doğrultusunda birinci ciranta olarak görünen firmanın hangi firma olduğunun tespit edilmesi ve bu çek aslı sanığa gösterilerek tekrar savunmasının alınması, ...’nin tanık olarak beyanına başvurulması ve sanığın savunmalarının doğru olup olmadığının sorulması, çekin tanzim edildiği tarihte şirket yetkilisinin sanık olduğu da gözetilerek toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a- UYAP üzerinde yapılan kontrolde, sanık hakkında benzer olaya ilişkin.... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/325 E. sayılı dosyası ile yargılama yapıldığının anlaşılması karşısında; mükerrer yargılama yapılmaması ve eylemlerin zincirleme suç içinde kalıp kalmadığının değerlendirilmesi açısından; söz konusu dosya ile varsa diğer dava dosyalarının da duruşmaya getirtilip incelenmesi, mümkün olması halinde davaların birleştirilmesi, aksi durumda davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya arasına alınmasından sonra sanığın eylemlerinin zincirleme suç niteliğinde olup olmadığı veya mükerrer dava açılıp açılmadığının belirlenmesi ile sonucuna göre hukuki durumlarının takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
b-5237 sayılı TCK"nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.01.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
ST