22. Hukuk Dairesi 2016/12231 E. , 2019/9466 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının rapor bitiminde işyerine alınmayıp iş aktine haksız olarak son verildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı talebinde bulunmuştur.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sorumlusu olduğu mağazada yapılan denetimlerde son kullanma tarihi geçmiş olan ürünlerin satıştan kaldırılmaması nedeniyle müşteri sağlığını tehlikeye attığı ve fire ürünlerden bazılarının ücretini ödemeden kasadan geçirmesi nedeniyle davacının haksız kazanç elde etmeye çalıştığını ve şirketin kendisine duyduğu güveni ortadan kaldırıcı fiiller ifa etmesi nedeniyle iş akdinin haklı nedenle feshettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.4857 sayılı İş Kanunu"nun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.Somut olayda davacı iş aktine haksız olarak son verildiğini ileri sürerken davalı, davacının sorumlu olduğu mağazada son kullanma tarihi geçmiş olan ürünlerin satıştan kaldırılmaması ve fire ürünlerin karşılığı ödenmeden kasadan geçirilerek davacı tarafından gelir elde edilmek istendiğini belirterek davacının iş aktine İş Kanunu"nun 25/II-e maddesi gereğince haklı olarak son verildiğini belirtmiştir. Davacı tanıkları beyanlarında işyerindeki envanter sistemi nedeni ile mağaza sorumlularının zaman zaman zor durumda kaldıklarını, envanter hedeflerinin tutturulamaması sebebi ile kendilerine uyarı verildiğini, bir kaç uyarıdan sonra işlerini kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kaldıklarını, bu nedenle de envanter hedefinin tutturulması için fire malları kendilerinin bedellerini ödeyerek satın almak zorunda kaldıklarını, davacının da davaya konu olayda anlatılan sebeple fire olan malların envanter hedefini engellememesi için tanıdığı bir bayanın fire malları satın alırmış gibi hareket etmesini sağladığını ve söz konusu malların bedellerini de kendisinin ödediğini, bu işlemin bir çok mağaza sorumlusu tarafından yapılabildiğini, bölge sorumlusunun arasının iyi olduğu mağaza sorumlularına göz yumduğunu ancak arasının iyi olmadığı mağaza sorumlularında ise bunu işten çıkartma gerekçesi olarak kullandığını belirttikleri, dosya içerisinde bulunan kamera görüntü kayıtlarının çözümlemesinde de davacı tanıklarının beyanlarında belirttikleri gibi bir kısım malların bayan müşteri tarafından davacının başında bulunduğu kasadan geçirildiği ancak aynı malların tekrar alışveriş sepetinde başka bir çalışan tarafından mağazaya sokulduğu, bir kısım görüntü kaydında ise davacının elindeki listeye bakarak bir takım işlemler yaptıktan sonra kredi kartından ödeme yapıp kasa fişi alarak işlemi sonlandırdığı anlaşılmıştır.Tüm anlatılanlar kapsamında feshe konu olay değerlendirildiğinde; her ne kadar davacının fireye ayrılan malları bir yakını vasıtası ile kasadan geçirmek sureti ile fire mal olarak görünmemesi için satış yapılmış gibi gösterdiği anlaşılmış ise de tanıkların beyanlarından işyerindeki envanter hedef sistemi ve hedefin tutturulamaması halinde mağaza sorumlularının iş akitlerinin sonlandırılması yönündeki uygulamaların davacıyı tanık beyanlarında belirtilen ve görüntü kayıtlarından da anlaşılan şekilde hareket etmeye zorladığı anlaşılmaktadır. Ayrıca tanıklar beyanlarında diğer mağaza sorumlularının da benzer şekilde hareket edebildiklerini belirtmişlerdir. Dosya kapsamında ise davacının söz konusu malları satarak gelir elde ettiği, işverenin zararına sebep olduğu veya son kullanma tarihi geçmiş ürünleri reyonlarda bırakarak halk sağlığını tehlikeye düşürdüğü ispatlanamamıştır. Bu durumda davacının eylemleri sebebi ile davalının davacı ile çalışmaya devam etmesi beklenemese de davacının bahsi geçen şekilde hareket etmesinde, davalının envanter hedefi uygulamasının da etkili olduğu ve davacının bu davranışı her ne kadar işçi işveren ilişkisi içerisinde güven sarsıcı bir nitelik taşısa da söz konusu olayın haklı fesih derecesinde olmayıp şüphe feshi mahiyetinde kabul edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Bu durumda davcının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozma sebebidir.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 24.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.