8. Hukuk Dairesi 2015/3340 E. , 2017/4900 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Borçlu vekili, ... Anadolu 13. İcra Müdürlüğü"nün 2013/576 Esas sayılı icra takip dosyasında başlatılan takipte alacaklının fazla istediği 7.700 TL faizden feragat etmesi neticesinde 26.06.2013 tarihinde 323.340 TL ödeyerek dosya borcunu kapattıklarını ancak İcra Müdürlüğü"nce 32.858,97 TL"lik 05.08.2013 tarihli bakiye borç muhtırası gönderildiğini belirterek bakiye borç muhtırasının iptali ile dosya borcunun ödenmiş olduğunun tespitini, aksi halde bilirkişi marifetiyle dosya borcunun yeniden hesap edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda 05/08/2013 tarihi itibarı ile bakiye dosya borcunun feragat edilen miktar olarak gösterilen 7.700,00 TL hesap dışı tutularak takibe dayanak olan ilama göre hesaplama yapılmak sureti ile 19.922,09 TL olarak tespitine, dosya bakiye borcunun kapanması halinde feragat edilen bir bedelin olup olmadığı ve nasıl mahsup edileceği hususunun İcra Müdürlüğü"nce resen ele alınmasına, davacının bakiye borç muhtırasının tamamen iptali yönündeki talebinin reddine karar verilmiş olup hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 100. maddesinde kısmi ödemelerin öncelikle faizden ve masraftan mahsup edileceği hükmüne yer verilmiştir. Başka bir anlatımla kısmi ödemelerin öncelikle fer"i alacaklardan mahsup edileceği kuralı bulunmaktadır.
11.06.2013 tarihinde dosya hesabı yapılmış; asıl alacak miktarı, mahkeme harç ve masrafları, mahkeme vekalet ücreti, ihtiyati haciz masrafı, bakiye harç, tahsil harcı, icra vekalet ücreti, tebligat ücreti ve faiz ile birlikte dosya borcu 331.039,86 TL olarak belirlenmiştir. Hesaplamadan sonra 18.06.2013 havale tarihli dilekçe ile alacaklı, ilamda belirlenen masraflara işletilecek faiz başlangıcının kararın kesinleşme tarihinden itibaren hesaplanması gerekirken karar tarihinden itibaren istediklerini fazla talep ettikleri 7.700,00 TL’lik kısmından feragat ettiğini beyan etmiştir. Alacaklının bu beyanından sonra, borçlu dosyaya 26.06.2013 tarihinde 323.340,00 TL ödemede bulunmuştur.
Mahkemece alacaklı tarafından 11.06.2013 tarihi itibariyle yapılan hesaplamaya bir itiraz olmadığı gibi 18.06.2013 tarihinde fazla faiz talebinden vazgeçildiği bildirildiği halde borçlu tarafından da bir itirazda bulunulmayıp dosyaya ödeme yapılmış olunması nazara alındığında, 11.06.2013 tarihli hesaplamanın dosya borcunun hesabında esas alınması gerekir. Takibin başlangıcına gidilerek yeniden faiz ve masraf hesaplaması yapılamaz. O halde, 11.06.2013 tarihinde yapılan hesaplama, alacaklının kısmi feragat beyanı ve TBK"nun 100. maddesi birlikte değerlendirilerek 26.06.2013 ödeme tarihi itibariyle dosya borcunun belirlenmesi ve belirlenen bu miktarın yapılan 26.06.2013 tarihli ödeme ile karşılanıp karşılanmadığı, karşılanmadığının belirlenmesi halinde ödemenin öncelikle faiz ve masraflardan mahsubu gözönünde bulundurularak ödeme tarihi itibariyle dosyada varsa bakiye asıl alacağın belirlenmesi ve bu bakiye alacak üzerinden muhtıra tarihi olan 05.08.2013 tarihine kadar işleyen faiz de eklenmek sureti ile muhtıranın denetimi yönünde yeniden rapor aldırılarak şikayetin sonuçlandırılması gerekirken bu hesaplama yöntemine uygun olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine,
03.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.