8. Hukuk Dairesi 2019/3332 E. , 2020/167 K.
"İçtihat Metni"DAVA TÜRÜ : Soybağının Reddi
MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda ... 4. Aile Mahkemesinin 26.05.2017 tarihli ve 2016/632 Esas, 2017/452 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun yargılama giderleri yönünden kabulüne, davanın esasına yönelik istinaf isteminin ise esastan reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde, evlilik birliği içinde 15.02.2016 tarihinde doğan ..."in davacı ..."ın çocuğu olmadığı ileri sürülerek soybağının reddine karar verilmesi istenmiş; Mahkemece, davanın kabulü ile çocuk ..."in davacı yönünden soybağının reddine karar verilmiştir.
Davanın kabulüne dair verilen karar davalı ... vekili tarafından istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince soybağının reddi kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, yargılama giderlerine yönelik istinaf başvurusunun ise kabulü ile ilk derece mahkemesinin sadece yargılama giderlerine yönelik (4) nolu hüküm fıkrası kaldırılarak yargılama giderlerine yönelik kurulan hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 286 ve devamı maddelerinde düzenlenen baba tarafından çocuk ve anne aleyhine açılan soybağının reddi davasıdır.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf istemiyle önüne gelen dosya ve karar bir bütün olarak değerlendirilerek, HMK’nin 353/(1)-b maddesinde yer alan “b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, 3) Yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte ise bunların tamamlanmasından sonra yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir” düzenlemesi uyarınca, davanın hangi kısmı ile ilgili olursa olsun, istinaf isteminin kısmen bile kabulüne karar verilecek olsa dahi, şayet yeniden hüküm kurulacak ise, İlk Derece Mahkemesi kararının tamamen kaldırılması ve tüm hükümlerin yeniden kurulması gerekir. Bölge Adliye Mahkemeleri, bir yandan hukuki denetim yapan mahkemeler iken diğer yandan vakıa incelemesi de yapan mahkemelerdir. İlk Derece Mahkemelerince yapılan vakıa incelemesi Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yerinde bulunmadığı takdirde İlk Derece Mahkemesi kararı bütünüyle ortadan kaldırılmalı ve infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde yeniden bir hüküm kurulmalıdır. Aksi halde, aynı dosyada infazı kabil birden fazla kararın ortaya çıkması tehlikesine ve HMK’nin 297. ile 359. maddelerine aykırı olarak infazda tereddüte sebebiyet verilebilecektir. Keza, İlk Derece Mahkemesi kararı hakkında kısmen esastan ret, kısmen kabul kararı verilip, sadece kabul olunan kısım yönünden kararın kaldırıldığı hallerde, böyle bir kararın bozulması durumunda bozma sonrası davaya bakacak mahkeme konusunda da belirsizlik ortaya çıkabilecektir.
Bu nedenle somut olayda, yukarıda açıklandığı şekilde istinaf başvurusunun kısmen dahi olsa kabul edildiği durumda öncelikle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi halinde de yeniden tüm talepler bakımından hüküm kurulması gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından usule ve yasal düzenlemelere aykırı şekilde, bir yandan davalı vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nin 353/(1)-b.1 maddesi gereği esastan reddine karar verilirken, diğer yandan davalı vekilinin HMK’nin 353/(1)-b.2 maddesine göre yargılama giderlerine yönelik istinaf talebinin kabul edilmesine rağmen, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmaması, ayrıca kanunda yer almadığı şekilde yalnızca İlk Derece Mahkemesi hükmünün yargılama gideri ile ilgili bölümü yönünden hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle HMK’nin 371. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.