Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/9115 Esas 2019/3587 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9115
Karar No: 2019/3587
Karar Tarihi: 18.04.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/9115 Esas 2019/3587 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, bir mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir. Davacılar mirasbırakanın terekesinin borca batık olduğunu belirterek mirasın hükmen reddini talep etmiştir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir ancak davalı vekili hükmü temyiz etmiştir.
Mirasın hükmen reddine ilişkin davalarda öncelikle murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapmalarının araştırılması gerekmektedir. Bu tespitin süreye tabi olmadığına ve mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmadığına dikkat çekilmiştir.
Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2).
İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak kurum ve kuruluşlardan sorulması gerekmektedir.
Mirasın reddi yetkisini içeren
14. Hukuk Dairesi         2016/9115 E.  ,  2019/3587 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 26.02.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir.
    Davacılar vekili, 09.12.1998 tarihinde ölen mirasbırakan ...’ın terekesinin borca batık olduğunu beyanla mirasın hükmen reddini istemiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca TMK"nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Davanın niteliği gereği davalı-alacaklıların, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmedikleri, bilmelerinin de mümkün olmadığı, terekenin borca batık olup olmadığına yapılan yargılama sonrasında karar verildiği durumlarda yargılama gideri ve harçtan davalıların değil davacıların sorumlu tutulması gerekir.
    Somut olayda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığı ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıkları araştırılmamıştır. Her ne kadar mirasbırakanın taşınmaz kaydı ve borç miktarları sorulmuş ise de ölüm tarihi itibari ile sorulmamıştır. Ayrıca tanıklar tarafından mirabırakanın aracının olduğunun bildirilmiş olmasına karşın mirasbırakanın araç kaydı ve bankalarda hesabı olup olmadığı da araştırılmamıştır. Mahkemece yukarıda belirtilen yerlerden mirasbırakanın ölüm tarihi itibari ile terekenin aktif ve pasifi sorulmalı ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıkları araştırılmalıdır. Davacılar vekilinin mirasın reddine ilişkin vekaletnamesinde özel yetki bulunmamasına rağmen bu eksiklik tamamlatılmadan yargılamaya devam edilmesi de doğru görülmemiştir.
    Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.