22. Hukuk Dairesi 2016/12230 E. , 2019/9465 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davcının iş aktine kendisine verilen ücretsiz izin sonrasında haksız ve bildirimsiz olarak son verildiğini belirterek kıdem tazminatı ve ihbar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davacının iş aktine istifa etmek sureti ile son verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Davalının hukuki dinlenilme haklarının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Savunma hakkı Anayasa’mızın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.
İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın "açıklama ve ispat hakkı"nı da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada, tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin (tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar.
Somut olayda, bilirkişi raporu davalıya 14.03.2016 tarihinde tebliğ edilmiş,davalının bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunma süresi olan iki haftalık süre son bulmadan 24.03.2016 tarihli duruşmada dosya hakkında karar verilmiş olup bu durum yukarıda izah edilen hukuki dinlenilme ve savunma hakkının kısıtlanması mahiyetindedir. Yapılması gereken söz konusu bilirkişi raporunun tebliği sağlandıktan sonra kanunen davalıya tanınan süre geçtikten ve varsa davalının bilirkişi raporuna karşı itirazları değerlendirildikten sonra yargılamaya devam etmektir. Bu hususun gözetilmemesi bozmayı gerektirmiştir.
2- Taraflar arasında iş aktinin ne şekilde sonlandırıldığı uyuşmazlık konusudur.
Davacı vekili, davacının iş aktine ücretsiz izin sonrası haksız olarak son veriliğini belirtirken davalı davacının istifa ettiğini ileri sürek davacı tarafından verildiğini iddia ettiği el yazılı istifa dilekçesi sunmuştur. Davacı tarafından inkar edilen istifa dilekçesi hakkında yazının ve imzanın davacıya ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi için her ne kadar davacının yazı örnekleri alınmış ise de davalı tarafın istifa dilekçesinin aslını süresi içerisinde sunmadığından bahisle imza incelemesi yaptırılmadan mahkeme hakiminin gözlemine dayalı olarak istifa dilekçesine itibar edilmeden karar verilmiş olup bu durum dosya kapsamına ve usule uygun değildir. Davalı tarafa 19.11.2015 tarihli duruşmada istifa dilekçesinin aslını sunması için ihtaratlı tebligat çıkartılmasına karar verilmesine rağmen dosya kapsamından ve UYAP üzerinden yapılan kontrolde davalıya ihtaratlı tebligatın çıkartılarak usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılamamaktadır. Yargılama esnasında davalı tarafından istifa dilekçesinin aslı dosya içerisine sunulduğu anlaşılmış olup bu durumda yapılması gereken davacının yeteri kadar imza ve yazı örnekleri alınarak ve mukayese yazı ve imza örnekleri toplanarak söz konusu istifa dilekçesinin davacının el ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişiden rapor aldırıldıktan sonra sonuca gitmektir. Bu hususun gözetilmemesi hatalı olup bozma sebebidir.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 24.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.