Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3357
Karar No: 2014/9226

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/3357 Esas 2014/9226 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/3357 E.  ,  2014/9226 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Körfez 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 13/11/2012
    NUMARASI : 2010/241-2012/739

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar ve davalılardan M.. B.. ve R.. U.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili, müvekkillerin murisi ve desteği Ali Yıldız Akın"nın içinde yolcu olarak bulunduğu dava dışı F. C. tarafından kullanılan minübüs ile davalı H.. Ç.. ve davalı R.. U.."un kullandığı aracın karıştığı trafik kazası sonucu desteğin hayatını kaybettiğini belirterek davacı anne Zozan için 1.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi, kardeşler Çiğdem, Çetin, Ö. için 10.000,00"er TL manevi, eş Naciye için 1.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi ve çocuk Cansu için 1.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın olayın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalılardan müşterek müteselsilen tahsilini talep etmiş, 20.06.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 119.513,24 TL artırdıklarını belirtmişlerdir.
    Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulü ile davalı E. Vip A.Ş yönünden vazgeçme nedeniyle davanın reddine, davacı anne Zozan için 9.373,31 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminata, kardeşler Çiğdem, Çetin,Önder için 2.000,00"er TL manevi tazminata, eş Naciye için 93.159,85 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminata ve çocuk Cansu için 19.980,08 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiş, hüküm; davacılar ve davalılar M.. B.. ve R.. U.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-)Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, ihbar işleminin bir taraf işlemi olması her zaman yapılabilecek işlem niteliğinde bulunması, suç teşkileden bir eylem bulunması halinde ceza zamanaşmının uygulanacak olmasına göre, davacı vekilinin ve davalılardan M.. B.. ve R.. U.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-)Davacılar vekilinin temyiz itirazları incelendiğinde; Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir
    a)Tazminat hukuku ilkeleri gereğince, haksız eylemden kaynaklanan zararın ödetilmesi amacıyla açılan davalarda, istek bulunması durumunda kabul edilecek tazminata olay gününden itibaren faiz yürütülmesi gerekir. Uyuşmazlık konusu trafik kazası haksız eylem niteliğinde olup taraflar arasındaki ilişkinin niteliği gereği faiz başlangıç tarihi olay tarihi olmalıdır.
    Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek kabul edilen manevi tazminata olay gününden itibaren yasal faiz yürütülmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekir.
    b)2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta olup bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortacıya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
    Mahkemece, dava dilekçesinde talep edilen 1.000.00 TL’na, davalı sigorta şirketleri yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden olay tarihinden, ıslah ile artırılan kısmın ise, tüm davalılar yönünden ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir.
    Yukarıda açıklanan ilke ve alacağı doğuran sebebin esasen haksız eylemden kaynaklanmış olmasına göre, ıslah ile istenilen tazminat için de aynı tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanması gerekir. Zira, davalı sigorta şirketleri ile davacı arasındaki hukuki ilişki sözleşme ilişkisi değildir. Borcun nedeni haksız eylemdir. Yukarıda anılan hükümlere göre, davalı sigorta şirketleri bakımından temerrüt faizinin başlangıcını oluşturan ihbar yükümlülüğünde esas olan zarar miktarı değil, kazanın ihbar edilmesidir. Kazanın ihbar edilmesiyle, zararın miktarını belirlemek sigorta şirketinin sorumluluğundadır. Bu itibarla, sigorta şirketlerine başvuru yapılması veya dava açılmasıyla kaza, davalı sigorta şirketlerine ihbar edilmiş olacağından anılan hükümlerde öngörülen koşullar yerine getirilmiş olacaktır.
    Bu durumda mahkemece, davalı sigorta şirketlerine davadan önce usulüne uygun başvuru yapılıp yapılmadığı araştırılıp yapılmış ise bundan 8 iş günü sonrasında, başvuru yapılmamış ise en erken dava tarihinde temerrüde düştüklerinin kabulü ile tazminat alacağının tamamı için belirlenen temerrüt tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden ise olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    3)Davalılar M.. B.. ve R.. U.. vekilinin temyiz itirazları incelendiğinde;
    a)Davacıların uğradığı zarar tek bir olaydan kaynaklanmakta olup 2918 sayılı KTK.’nun 88. ve BK.’nun 50. maddesi uyarınca haksız fiile karışanların her biri zarardan müteselsilen sorumludurlar. Ancak davacılar vekili dava dilekçesinde, maddi ve manevi tazminatın davalılardan (sigorta şirketleri sadece maddi tazminattan ve poliçe limitleriyle sınırlı olarak) müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmemiştir. Bu durumda davacı tarafca yasanın verdiği müteselsilen talep hakkı kullanılmadıkça, hükmedilen tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece talep göz önünde bulundurulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    b)Dosya kapsamı incelendiğinde; hükme esas alınan aktüerya raporunda; sağ kalan eş davacı Naciye için olay tarihi itibariyle 31 yaşında olması ve 18 yaşından küçük bir çocuğunun bulunmasına göre %5 evlenme ihtimali bulunduğu kabul edilerek hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Ancak kabul edilen oran yerleşik Yargıtay uygulamalarına uygun değildir. Mahkemece yapılacak iş davacı eşin olay tarihindeki yaşı, 18 yaşından küçük bir çocuğunun bulunması, sosyal yaşantısı ve ekonomik durumu göz önünde bulundurularak evlenme ihtimalini belirlemek ve destek tazminatını hesaplamak için yeniden bilirkişi raporu almak olmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılan sebeplerle davacılar ve davalılardan M.. B.. ve R.. U.. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte yazılan nedenlerle davacılar vekilinin, 3 nolu bentte yazılan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün adı geçenler yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılardan M.. B.. ve R.. U.."a geri verilmesine 9.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi