1. Hukuk Dairesi 2017/2315 E. , 2020/4092 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı; yurt dışında ikamet ettiğini, kayden dava dışı kişilerle paylı mülkiyet üzere malik olduğu 253 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine inşaat yapılması için dava dışı yüklenici ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, edimlerini yerine getirmeyen yükleniciye karşı dava açılması amacıyla avukat ..."a vekalet verdiğini, sözü edilen inşaatın tamamlanması için gerekli olan nakit ihtiyacının binadan daire satılarak karşılanabilmesi amacıyla da 13.04.2005 tarihinde davalı ...’i vekil tayin ettiğini, satış yetkisi içeren vekaletnamenin kötüye kullanılması ve davalıların el ve işbirliği içinde hareket etmesi suretiyle dava konusu 253 ada 1 parseldeki payının iradesi dışında ..."ın kurduğu davalı S.S. Yenibostan Konut Yapı Kooperatifine devir işleminin gerçekleştirildiğini, tapuda satış gibi gösterilerek temlik yapılmış ise de satış bedeli ödenmediğini, temlik işlemi nedeniyle zararlandırıldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı Kooperatif, zamanaşımı süresinin geçtiğini, Kooperatifin kuruluş aşamasından itibaren davacı ile dava konusu taşınmazdaki payının Kooperatife satışı konusunda anlaşılıp mutabakat sağlandığını, davalı vekil İsmet’in de buna uygun olarak tapuda devri gerçekleştirdiğini, 21.04.2008 tarihli toplantıda Kooperatifin tasfiyesine karar verildiğini, usulsüz bir alım olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş; diğer davalı ...’in ise dava tarihinden önce öldüğü anlaşılmıştır.
Mahkemece; davalılardan ..."in dava tarihinden önce 03.06.2010 tarihinde öldüğü, ölü kişi aleyhine dava açılamayacağı, diğer davalılar yönünden ise iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Dairece, “...yükleniciyi çekişmeli taşınmaz üzerinde bulunan apartmandaki bağımsız bölümlerden tahliye etmek amacıyla davacının payının davalı kooperatife satış yoluyla bedelsiz temlik edildiği, satışın gerçek olmadığı sonucuna varılmaktadır. Bu durumda taraf muvazaası söz konusu olup ... 28.09.2007 tarihli belge 05/02/1947 tarih 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca yazılı belge niteliğinde olduğundan içeriği ve altındaki imza da inkâr edilmediğine göre tapu iptal ve tescil davasının kabulü gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı Kooperatif tarafından duruşma istekli olarak ve katılma yoluyla bir kısım dahili davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.09.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... v.d. vekili Avukat geldi, temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, taraf muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı Kooperatifin bu yöne ilişkin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine.
Davalı Kooperatifin öteki temyiz itirazları ile bir kısım dahili davacının temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.
Somut olayda; dava dilekçesinde davalı olarak “Tasfiye Halinde Yenibostan Konut Yapı Kooperatifi adına tasfiye memurları ... ve ...” gösterilmiş olup, davanın Kooperatife yöneltildiğinin, bir başka ifadeyle davalının Kooperatif olduğunun anlaşılması karşısında, karar başlığında tasfiye memuru ...’ın davalı olarak gösterilmesinin maddi yanılgıya dayalı olduğu açıktır.
Öte yandan, dava konusu 253 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davacıya ait iken davalı Kooperatife temlik edilen çekişmeli pay oranı 25440/1617760 olduğu halde hükümde 25440/161760 payın iptal tesciline karar verilmesi doğru değildir.
Ayrıca, davacı ...’un yargılamanın seyri sırasında 13.08.2013 tarihinde öldüğü nüfus kaydı ve veraset ilamları ile sabittir. Davacının ... 17. Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.11.2014 tarih 2014/557 Esas 2014/627 Karar sayılı veraset ilamına göre, eşi ... ve çocukları ..., ..., ..., ... ve ...’in mirasçılığı tespit edilmiş, ... 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 14.03.2016 tarih 2016/232 Esas 2016/258 Karar sayılı veraset ilamına göre de, davacının kızı ...’ın 15.09.1958 tarihinde ölümü üzerine annesi ... ve kardeşleri ..., ..., ... ve ...’in mirasçılığı tespit edilmiş, Fethiye 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 14.04.2016 tarih 2016/281 Esas 2016/320 Karar sayılı veraset ilamı ile de, davacının oğlu ...’in 19.06.1999 tarihinde ölümü üzerine çocukları Işıl, ... ve ...’ın mirasçılığı tespit edilmiş; adı geçen mirasçıların katılımıyla yargılamaya devam edilmiştir.
Hal böyle iken; yargılama sırasında ölen davacının mirasçıları adına ve miras payları belirtilerek ya da veraset ilamına atıf yapılmak suretiyle iptal tescil hükmü kurulması gerekirken mahkemece bu husus göz ardı edilerek infazda tereddüt oluşturacak biçimde ölü davacı adına iptal tescil hükmü kurulması doğru olmamıştır.
Ne var ki; değinilen hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından hükmün 1. fıkrasında yazılı “Davanın kabulü ile ... İli, ... İlçesi, Yeniköy Mahallesi, Kapalıbakkal Çelebidere ve Sudolabı mevkiinde 253 ada, 1 parsel sayılı taşınmazda davalı kooperatif adına kayıtlı bulunan 25440/161760 daki hissenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline,” cümlesinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine 1. fıkra olarak,
“ Davanın kabulü ile dava konusu ... İli, ... İlçesi, Yeniköy Mahallesi, Kapalı Bakkal Çelebidere ve Sudolabı mevkiinde kain 253 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı S.S. Yenibostan Konut Yapı Kooperatifi adına kayıtlı 25440/1617760 payının tapu kaydının iptali ile ... 17. Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.11.2014 tarih 2014/557 Esas 2014/627 Karar sayılı, ... 8. Sulh Hukuk Mahkemesinin 14.03.2016 tarih 2016/232 Esas 2016/258 Karar sayılı, Fethiye 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 14.04.2016 tarih 2016/281 Esas 2016/320 Karar sayılı veraset ilamlarına göre davacı ... mirasçıları adına miras payları oranında tesciline,” cümlesinin yazılmasına,
Hükmün 2. fıkrasının birinci cümlesi ile ikinci cümlesinde yazılı “...davalılardan...” ifadesinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine “...davalı Kooperatiften...” ifadesinin yazılmasına,
Hükmün 3. fıkrasında yazılı “...davalılardan...” ifadesinin hüküm fıkrasından çıkartılarak “...davalı Kooperatiften...” ifadesinin yazılmasına,
Hükmün 4. fıkrasında yazılı “...davalılardan...” ifadesinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine “...davalı Kooperatiften...” ifadesinin yazılmasına, tarafların temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.