14. Hukuk Dairesi 2018/4577 E. , 2019/3580 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki mirasın hükmen reddi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 16.04.2015 gün ve 2017/3682 Esas, 2018/3050 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, 26.12.2012 tarihinde vefat eden muris ... ’ın terekesinin borca batık olduğunu beyanla mirasın hükmen reddini istemiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece ilk olarak davanın kabulüne karar verilmiş, davalılar vekillerinin temyiz talebi üzerine, Dairemizin 17.03.2016 tarih 2015/9566- 2016/3359 E.- K. sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne, murisin terekesinin borca batık olması sebebiyle TMK 605/2. madddesi gereğince mirasın hükmen reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dairemizin 16.04.2018 tarih, 2017/3682 Esas 2018/3050 Karar sayılı ilamı ile “Dosya içeriğinden borcun, murisin şahsi vergi borcu değil, ortağı ve müdürü olduğu ... Elektrik İnşaat Tic. Ltd. Şti."nin vergi borcu olduğu anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 22.07.1998 tarihli 4369 sayılı Yasayla değişik 35. maddesi hükmüne göre; limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun gereğince takibe tabi tutulurlar. Şu halde açıklanan yasal düzenleme gereğince, murisin; “ortağı” olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak “koyduğu sermaye hissesi oranında” doğrudan doğruya sorumluğu söz konusudur.
Murisin yasal mirasçısı olan davacılar hakkında, amme alacaklısı tarafından henüz takibe geçilmemiş ise de bu durum yasal mirasçıların borç tehdidi altında olmadıkları anlamına gelmez. O halde bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle; murisin, “ortağı” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması, ayrıca şirketin bilançosu incelenerek murisin ölüm tarihinde şirketin piyasa rayiç değeri uzman bilirkişiler aracılığıyla tespit edilmesi bu suretle murisin şirketteki payı oranında öncelikle aktif mal varlığının belirlenmesi ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle saptanması, amme alacağının şirketin mal varlığından tamamen tahsili mümkün ise, davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, murisin ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin, borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekir.
Somut olayda, ... Elektrik İnşaat Tic. Ltd. Şti."nin yukarıda açıklanan ilkeler ışığında araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Davacılar vekili, karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca TMK"nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur.
Dosya içeriğinden borcun, murisin şahsi vergi borcu değil, ortağı ve müdürü olduğu ... Elektrik İnşaat Tic. Ltd. Şti."nin vergi borcu olduğu anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 22.07.1998 tarihli 4369 sayılı Yasayla değişik 35. maddesi hükmüne göre; limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun gereğince takibe tabi tutulurlar. Şu halde açıklanan yasal düzenleme gereğince, murisin; “ortağı” olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak “koyduğu sermaye hissesi oranında” doğrudan doğruya sorumluğu söz konusudur.
Murisin yasal mirasçısı olan davacılar hakkında, amme alacaklısı tarafından henüz takibe geçilmemiş ise de bu durum yasal mirasçıların borç tehdidi altında olmadıkları anlamına gelmez. O halde bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle; murisin, “ortağı” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması, ayrıca şirketin bilançosu incelenerek murisin ölüm tarihinde şirketin piyasa rayiç değeri uzman bilirkişiler aracılığıyla tespit edilmesi bu suretle murisin şirketteki payı oranında öncelikle aktif mal varlığının belirlenmesi ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle saptanması, amme alacağının şirketin mal varlığından tamamen tahsili mümkün ise, davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, murisin ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin, borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekir.
Somut olayda, ... Elektrik İnşaat Tic. Ltd. Şti."nin yukarıda açıklanan ilkeler ışığında araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan, ... ili ... ilçesi ... Mahallesi 38 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında “üzerindeki bina ... ’a aittir” şerhi bulunmaktadır. İlgili muhdesatın kim tarafından kullandığı ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlem ve eylemlerinin olup olmadığı ayrıca muhdesatın ölüm tarihindeki değeri taşınmaz başında keşif yapmak ve uzman bilirkişilerden rapor aldırmak sureti ile belirlenmelidir. Mirasbırakanın aracının olup olmadığı ve varsa ölüm tarihindeki değeri tespit edilmelidir. Mirasbırakanın ... Elektronik Tekstil Kırt. San. Ve Tic. Ltd. Şti ve Tasf. . ... ve Taahhüt San. Tic. Ltd. Şti şirketlerinin akıbeti ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıkları tespit edilmelidir. Ayrıca belirtilen şirketler için de bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle; şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması, ayrıca şirketin bilançosu incelenerek murisin ölüm tarihinde şirketin piyasa rayiç değeri uzman bilirkişiler aracılığıyla tespit edilmesi bu suretle murisin şirketteki payı oranında öncelikle aktif mal varlığının belirlenmesi ve anılan şirketlerin terekenin hesaplanmasında dikkate alınması gerekmektedir. Dosyada Sosyal Güvenlik Kurumunun mirasbırakanın yöneticisi ve hissedarı olduğu ... Elektrik İnşaat Tic. Ltd. Şti."nin borcundan dolayı 2014 tarihli ödeme emirleri bulunmasına karşın 19.12.2016 tarihli yazı cevabında borcun bulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır. Mahkemece bu çelişki giderilmeden karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Çelişkinin nedeni belirlenmeli ve mirasçıların mirasbırakanın borcuna ilişkin bir ödeme yapıp yapmadıkları, yapmışlarsa ödemenin icra tehdidi altında olup olmadığı, hangi mirasçılar tarafından ve hangi tarihlerde ödeme yapıldığının tespit edilmesi gerekmektedir. Ayrıca dosyada 20.12.2016 tarihli kolluk tutanağında murisin eşi ... ve oğlu ... ile yapılan görüşmede mirasbırakanın “sadece vergi dairesine borcunun olduğunu, fakat bu borcu da şu anda oğlu ...’ın düzenli taksitler halinde ödediğinin” belirlenmiştir. Bu tutanağın açıklattırılması ve mirasçıların terekenin benimsenmesine yönelik işlemleri varsa tespit edilmesi gerekmektedir. Mirasbırakan ... ’ın ... Bankası A.Ş.’ne olan kredi kartı borcunu temlik alan ... Yönetim’in 06.02.2017 tarihli yazı cevabında borç miktarının 03.02.2017 tarihi itibari ile belirlendiği ve bu belirleme ile yetinildiği anlaşılmıştır. İlgili borcun mirasbırakanın ölüm tarihindeki değeri belirlenmelidir.
Hükmün temyiz incelemesi sonucunda yukarıda yazılı sebeplerle bozulması gerekirken maddi hata nedeniyle ilamda bozma sebebi olarak sadece ... Elektrik İnşaat Tic. Ltd. Şti."ne yönelik araştırmanın yeterli olmadığına yer verildiği bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 16.04.2018 gün ve 2017/3682 Esas ve 2018/3050 Karar sayılı bozma ilamının ilaveten hükmün yukarıda belirtilen gerekçe ile de bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 16.04.2018 gün ve 2017/3682 Esas ve 2018/3050 Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıda açıklanan gerekçe ile BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.